Uzmanlar bunun sebepleri üzerine araştırma yapıyorlar. 

Sebeplerini sırasıyla sıralamak istiyorum. 

En büyük sebep insanların üretimden çekilmesi. 

Artan yem fiyatları ile birlikte hayvancılar ahırlarına yeni hayvan koymadılar. 

İkinci sebep ekonomik durgunluk sebebiyle insanların tüketime olan ilgisinin azalmış olması. 

En önemli sebeplerden biri ise geçtiğimiz altı ay boyunca et ve Süt kurumu besicilerin elindeki hayvanları satın alarak stok yaptı. 

Bu rakamlar mezbahalarda kesilen hayvanların sayısına ve kilogramına göre hesaplandığı için geçtiğimiz aylarda kesilip stok yapılan etler sanki üretimde bir düşüş yokmuş gibi algılandı. 

Aslında geçtiğimiz aylarda da üretimde düşüşler vardı lakin hayvancılarımız ellerindeki hayvanları mecburen et ve Süt kurumuna kestirdikleri için sanki üretim artışı varmış gibi göründü. 

Şimdi ise ayni et ve Süt kurumu geçtiğimiz altı ay içerisinde alıp stokladığı karkas etleri Büyük bir adaletsizlik örneği sergileyerek sanayicilere 26 TL’den satıyor. 

Piyasanın ihtiyacı kısmen bu şekilde karşılandığı için buda bir üretim düşüklüğü olarak rakamlara yansıyor. 

Et ve Süt kurumu alırken zarar ediyor satarken zarar ediyor zarar ettiği miktarı ise geçtiğimiz günlerde duymuşsunuzdur hayvancılık desteklemelerinden 150 milyon TL para aktarılmasıyla karşılayacak. 

Kısacası yine hayvancının sırtından sanayici desteklenmiş oluyor. 

Diyeceksiniz ki piyasa 26 TL iken et ve Süt kurumu 28 TL’den alarak üreticinin yanında olduğunu göstermişti hemen cevap vereyim. 

Piyasada lüzumundan fazla kesime hazır hayvan olması yine yapılan yanlış hayvancılık politikalarının yanlış ithalat politikasını eseriydi yani burada üreticinin bir suçu yok. 

Yanlış politika üreten lüzumundan fazla hayvan getiren de yine karar vericilerdir. 

Göz göre göre sistemin zarar etmesine sebep olanlar da onlardır. 

Kısacası önümüze konulan rakamlar üretim artmış mı üretim azalmış mı sorusunun cevabı değildir. 

Ölçemediğimiz ve yönetemediğimizin İspatıdır.