Konuk olduğu Sabah Ajansı programında Ertan TAN'ın sorularını yanıtlayan ve gündemi değerlendiren Prof. Dr. Mahmur Yardımcıoğlu'nun konuşmasından başlıklar şu şekilde:
‘’Hepsinin arkasında Amerika’dan basılan bir zil, düğme söz konusu’’
Bugün ülkemizde yaşanan krize baktığımızda 15 Temmuz süreciyle birlikte üzerinden geçen bunca yıla rağmen etrafımızda gelişen bir takım hadiseler söz konusu. Yeni yapılanmalar MHP’nin içerisinde kopuşlar, AK Parti’nin içerisinde bir takım sesi çıkmayanlar, Büyük Birlik Partisi içerisinden koparılmaya çalışılan bir takım yapılara baktığımızda yeni oluşumlar söz konusu. Hiç FETÖ’nün adı geçmiyor ama bunların hepsinin arkasında maalesef ki Amerika’dan basılan bir zil, düğme söz konusu. Bugün geldiğimiz noktada yaşanan hadiseye baktığımızda CHP’nin milletin, devletin, ümmetin, bu ülkede yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının lehine ne zaman konuşma yaptığı, lehine ne zaman bir proje hazırladığı görülmüş ki bugün farklı bir üslup ve proje ile karşımıza gelsinler.
‘’Türk Silahlı Kuvvetlerine ‘uzatmalı itler’ diyenlerin bu gün ‘’Bana FETÖ dedirtmezsiniz’’ demelerinden daha doğal ne olabilir’’
Bu gün bu insanlar şahsi menfaatlerini maalesef ki Atatürk’ün deyimiyle ‘’Münferitlerin siyasi emelleriyle tevdi ediyorlar.’’ Dolayısıyla baktığımız süreçte Atatürk’ün kurmuş olduğu CHP’nin Atatürk ile hiçbir illiyet bağının kalmadığını CHP’nin Genel Başkanını ve Genel Başkan Yardımcısının ağzından çıkan Fetöcülere bir takım, ‘’af getireceğiz, kararnameleri iptal edeceğiz, bedeli ne olursa olsun bunu yapacağız.’’ tarzında vurgularına baktığımıza bir önceki CHP Genel Başkanı için ‘tipik bir Sünni’ ifade kullanması bile bizleri hayrete düşürüyor… Bu ülke Sünnilik Alevilik üzerinden, Kürtlük Türklük üzerinden, Atatürk ve Atatürkçülük karşıtlığı üzerinden politika üretmeye çalışmak bu ülkeye hiçbir zaman fayda getirmemiştir ve getirmeyecektir. Bu ülke 85 milyon nüfusuyla birlikte Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. İçinde Türkiye Cumhuriyeti Sevdası olan herkes bizim başımızın tacıdır. ‘’Bana FETÖCÜ dedirtmezsiniz’’ diyen insanlara baktığımızda 80 ihtilali sonrasında bu ülkeden kaçtıklarında Türk askerine küfredilmesi gerektiğinde, uzatmalı iter denilmesi gerektiğinde bunu herhangi bir yerden izin almadan zevkle söyleyen insanların bugün ‘’bana Fetullah Gülen Hareketi dedirtebilirsiniz. Fetö dedirtemezsiniz bana’’ demelerini hiçte hayretle karşılamıyorum. Bunlar 80 ihtilali sonrasında bizim arkadaşlarımızda, şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’da cezaevine alınmıştı. Ve 7,5 yıl hücrede cezaevinde kalmıştı. Dışarıya çıktıktan sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, Askeri, Yasal organlarının hiçbir tanesi yurt dışında herhangi bir yapıya, herhangi bir mahkemeye, herhangi bir af örgütüne, herhangi bir insan hakları teşkilatına şikâyet etmeyi ar ederim, kendi devletimi ben hiç kimseye şikayet etmem edemem kardeşim diyorken, bu adamlar Türk askerlerine ne diyorlardı? ‘’Uzatmalı İtler’’ diyorlardı. Dün Türk Silahlı Kuvvetlerine ‘uzatmalı itler’ diyenlerin bu gün ‘’Bana FETÖ dedirtmezsiniz’’ demelerinden daha doğal ne olabilir.
‘’Atatürk’ün değerlerine, kurduğu Cumhuriyet’in değerlerine aykırı ne kadar iş varsa bu gün yapıyorlar’’
Türk Milletinin, bu ülkede yaşayan 85 milyon insanın lehine herhangi bir projeyle CHP’nin geldiğini gördünüz mü? Bu adamlar CHP olaraktan Atatürk’ün ilke ve inkılaplarına, Atatürk’ün değerlerine, kurduğu Cumhuriyet’in değerlerine aykırı ne kadar iş varsa bu gün yapıyorlar. Bunların içerisinde Sayın Baykal’ın şu içerisinde bulunduğu duruma bakaraktan nezaketen insani kurallar gereğince bile konuşulmaması gereken cümleleri bu gün hiçbir hadsizliği maruz gösteremeyecek şekilde konuşabilmeleri bu adamların kafa yapılarını ortaya koyuyor. Bu lafügüzafları kendi dillerinden sadr eden insanlar, bu ülkede yaşayan insanları kendisinden çok daha zeki, çok daha akıllı, çok daha bu oyunlara gelmeyecek kadar ferasetli olduklarını unutuyorlar. Bu oyunlar geçmiş yıllarda tecrübe edildi. Bu oyunlar dış mihraklarında etkisiyle tesis edildi. Geçtiğimiz yıllarda tutmayan hadiselerin yarınlarda aynı senaryolar ve farklı figüranlar da olsa aynı senaryolar üzerinde uygulanmasının tutmayacağını anlamayacak kadar akıl seviyelerinin ve hayatı okuyuş seviyelerinin küçük olduğunu düşünüyorum maalesef.
‘’İYİ Parti’nin ve CHP’nin FETÖ’den hiçbir fakını görebiliyor musunuz?’’
Bunların arkasında kim olabilir? Türkiye’yi sevmeyen ne kadar mihrak varsa bunların arkasında bulunabilir. Trump’ın başkanlık döneminin son döneminde yaşanan o seçim hengamesine baktığımızda Joe Biden’ın iktidara gelmeden önce etmiş oldukları raflara baktıklarımızda bu gün maalesef ki bizim ülkemizin iktidara talip olanlarda bizim ülkemizde hainlik, PKK’lık, bölücü örgütlük yapmak isteyenler cevazlarını gidip maalesef ki Amerika’dan alıyorlar. Amerikalıların kontörlerini dolduruyor kontör bitinceye kadar son kullanma tarihleri doluncaya kadar bunlar konuşuyorlar ve ülkenin içerisinde bir algı yaratmaya ellerinde geldiğince devam ediyorlar. Bu ülkenin insanını feraseti, hadiseleri okuyuşu ve algılara karşı dik duruşu bunların hepsinin önüne geçiyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin içerisine sızmış olan FETÖ mensuplarına, İYİ Parti’nin ve CHP’nin FETÖ’den hiçbir fakını görebiliyor musunuz? FETÖ’nün ağzından çıkan cümleler ve onun yandaşlarının ağzından çıkan cümlelerin aynısı bu gün baktığımızda aynısını CHP ve İYİ Parti makam ve mevkilerinde oturan insanların ağzından duyuyoruz.
‘’Kişisel hırslar hiçbir zaman Türkiye sevdası önüne geçmemeli’’
Ülkenin menfaatlerini hiçbir şekilde kişisel iktidar ihtiraslarıyla değişmemek esastır. Adam olmak ve bu ülkeyi savunmak ve bu ülkeyi sevmek asla ben milletvekili olacağım, mecliste daha büyük gruplarla temsil edeceğim, ben bu ülkede bakanlık yapacağım, icra makamında oturacağım kişisel hırs ve arzuları istekleri asla hiçbir zaman Türkiye sevdası önüne geçmemeli. Esas olan Türkiye’yi sevmektir. Esas olan Türkiye’nin geleceği ile ilgili sancılar hissetmektir. Türkiye’yi sevmek ve Türkiye’nin geleceği ile sancılar hissetmenin yolu Fetöyle ve ülkenin düşmanı olan her türlü işbirlikçiliğe açık yapılarla birlikte olan yapılarla birlikte olmaktan geçmiyor. Doğruya doğru, yanlışa yanlış demekten geçiyor.
‘’CHP ‘nin bulunduğu hiçbir yapıda bulunmayız’’
Biz cümlemizi şu partinin içerisinde bizden kopmuş, İYİ Parti içerisinde MHP’den kopmuş, Büyük Birlik Partisi’nden kopmuş arkadaşlarımızı var diye lisanımünasip hale getirecek değiliz. Doğru herkes için doğrudur, yanlış herkes için yanlıştır. Ben şunu iyi biliyorum ki İYİ Parti’nin içerisinde Milliyetçi Ülkücü çizgiden yetişmiş gelmiş, Büyük Birlik Partisi ve Nizam-ı Alem ocaklarından, Milliyetçi Hareket Partisinde, Ülkü Ocaklarında ve Alperen ocaklarında yetişmiş teşkilat başkanlığı yapmış arkadaşlarımız var. Bu insanların dün bizim arkadaşımızdı, dostluk yaptığımız, tuzumuz ekmeğimiz olan insanlardı. Bu gün bulundukları yer kesinlikle yanlış bir yerdir. Ve ben, onların bulundukları yerde mutlu olmadıklarını, bulundukları yerdeki insanların onlardan hazzetmediklerini de biliyorum. Onlar da esasında bulundukları yerde hoş bir yer olmadığının farkındalar. Bizim herhangi bir arkadaşımın; ben milliyetçiyim, ben Türk milliyetçisiyim, ben Türk-İslam ülküsü fikrine inanıyorum diyen bir Allah kulunun PKK’nın partisinin, PKK’nın partisinin makyajlanmış hali olan CHP’nin açık ve gizli olaraktan işbirliği içerisinde ortaklık yaptığı bir yapılanmanın içerisinde bulunmasında asla mutlu olmayacağını biliyorum. Bir Türk Milliyetçisi olarak Nizamı Alem davasına gönül vermiş bir alperen olarak BBP Genel Başkan Yardımcısı ve BBP’nin kurumsal yapısını temsil eden ve ülkücü arkadaşları adına da konuşabilecek bir kardeşiniz, bir teşkilat başkanı bir yetkili kişi olarak, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak da biz asla CHP ‘nin bulunduğu hiçbir yapıda bulunmayız. Biz Cumhur İttifakı olaraktan ekonomik depresyonları çok kısa zamanda olumlu haberlerle giderileceğini görüyoruz. Ekonomik problemleri çözdüğümüz dakika bu gün zaten CHP ve destecilerine milletimiz ‘Hadi Oradan’ diyecektir.
Saadet Partisi’ne; ‘’Kadayıfın tabanını mı kızartıyorsun orada İYİ Parti, CHP ve HDP ile…’’
Ben muhafazakâr, mukaddesatçı bir çizgiden gelen kardeşinizim. Bu ülkenin yaşanan ortalama insanlarındanım bir tanesiyim. Orada bulunan Millet İttifakının dördüncü ortağıyım diyen bir yapılanma var. Arkadaş siz Allah’tan korkmuyor musunuz? Siz bu milletin yüzüne nasıl bakacaksınız. PKK’nın partisin anlayabiliyorum, CHP’yi anlayabiliyorum. İstanbul Belediyesini ele geçirebilmek için açık ve gizli olarak Karayılan ve benzerleri ile perde gerisinden görüşmeler yapan insanları biliyorum. Sizin bu insanlarla ne işiniz olabilir kardeşim. Erbakan Hoca’nın deyimiyle hani sizin üstadınız ya Erbakan Hoca’nın deyimiyle size cevap vermek istiyorum, ‘’Kadayıfın tabanını mı kızartıyorsun orada İYİ Parti, CHP ve HDP ile…’’ Yola çıktığınızda insanlar size ne yapıyorsunuz kardeşim utanmıyor musunuz demiyor mu?
‘’15 Temmuz sonrası Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ciddi anlamda bir diriliş yaşadığını görüyoruz’’
İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu Bey’in aşırı gayret ve özverisiyle bu ülkede terörist sayısı parmakla sayılacak hale geldi. Bu ülkenin ekonomisine baktığımızda artık yurt dışından herhangi bir şekilde bu ülkeye sıcak para akşının bir şekilde saldırı yöntemiyle bu ülkeye getirilmediği görüyoruz. Kıbrıs’la ilgili olaraktan biz buradayız bize rağmen hiçbir şey yapamazsınız diyoruz. 15 Temmuz süreci sonrası hemen Libya’da yer aldığımızı tapusu bizde olan topraklara tekrar aradan 100-200 yıl geçtikten sonra döndüğümüzü görüyoruz. Kırım ile ilgili düşüncelerimizi Amerika ve Rusya’ya rağmen gayet net bir şekilde, Ukrayna’nın yanında Kırım Özerk bölgesinde yapılaması gerekenleri yapıyoruz. Mavi Vatan dediğimiz deniz coğrafyamıza sahip çıkıyoruz. Arama tarama gemilerimizle dışarıdan almış olduğu en büyük ithalat kalemi olan enerjiyi kendi coğrafyamızda çıkartabilir hale gelmek için canhıraç bir şekilde mücadele veriyoruz. 15 Temmuz sonrası Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ciddi anlamda bir diriliş yaşadığını görüyoruz. Bu gün FETÖ’ye sahip çıkanlar da dün bunlara küfrediyorlardı. Ne oldu kardeşim biraz istikrarlı olun, biraz adam gibi duruş gösterin siz 15 Temmuz öncesi bu adamlara küfrediyordunuz. Niye küfrediyordunuz, AK Parti ile beraber hareket ediyorlar diye küfrediyordunuz. AK Parti bunların ne mal olduğunu gördükten sonra kapının önüne koydu ve gerekenleri yaptı, yapmaya da devam edecek. Şimdi siz bunlara sahip çıkmaya başladınız. Biraz omurgalı olsanıza... Biraz haysiyetiniz ve duruşunuz olsa.
AK Partili Milletvekillerine Süleyman Soylu Tepkisi
Bugün MHP’den kopuşa, Büyük Birlik Partisi’ne yapılmaya çalışılan iç hamlelere; bunların hepsinin FETÖ dosyası vardır aynı zamanda. AK Parti’nin içerisinde özellikle Süleyman Soylu’ya bir kabadayının yaptığı operasyondan sonra, o bir Tayyip Erdoğan’a ya da Süleyman Soylu’ya değil Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yapılmış bir operasyonu. AK Parti’nin içerisinde Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Soylu ile ilgili görüntü vermezden önce ve lehinde konuşmalar yapmazdan önce ağzını açmayan bir yığın milletvekili görüyorum maalesef ki. Ve Cumhurbaşkanımız konuştuktan sonra Sayın Soylu’ya hak ettiği desteği verdikten sonra da hala ağzını açmayan bir takım insanlar görüyorum. Kardeşim sizde omurgalı olun. Karşı taraf çok pervasız bir şekilde bu ülkenin insanına ve bu ülkenin geleceğinin üstüne saldırıyor. Bugün adam olduğunuzu göstermenin günüdür. Bu gün nefis günü değildir. Bu gün şahsi menfaatlerimizi bir takım çıkarlarla bir takım milletvekili sayılarıyla, grup sayılarıyla, çifter, üçer beşer maaşlarla tevdi etme günü değildir. Bu gün adam gibi devletin ve milletin yanında durma günüdür.
