Edep ya hu!

Kadim zamanlarda medreselerin, tekkelerin, dergâhların girişine yazılan bir cümle var idi. “Edep Ya Hu!” Bu cümle tüm ilimlerin, derslerin öncesinde talebelere öğretilirdi. Kişi evvela bu cümleyi idrak eder, edep kelimesini içselleştirdikten sonra başlardı ilim - irfan yolculuğuna.

Edep ya hu!

Edep ya hu!

Kadim zamanlarda medreselerin, tekkelerin, dergâhların girişine yazılan bir cümle var idi. “Edep Ya Hu!” Bu cümle tüm ilimlerin, derslerin öncesinde talebelere öğretilirdi. Kişi evvela bu cümleyi idrak eder, edep kelimesini içselleştirdikten sonra başlardı ilim - irfan yolculuğuna.

14 Ocak 2019 Pazartesi 11:31

Sözün güzeli edebi olan, insanın güzeli edepli olanıdır. Sözün güzeli insanın güzelinden dökülür. Mücevher hazine içinde olur. Edebiyat insanı edepli yapar. İnsana sözü güzelinden söylemeyi öğretir. Edebin de insanı edip kıldığı vakidir. Kendi hâlinde bir Yunus vardır 13. Yüzyılda. Garip bir derviştir Yunus; hırkası yama, gönlü ise Hâk'tan yana… Bir bakarsınız öyle şiirler dökülmüştür ki dilinden; kendi döneminin en büyük şairlerinden oluvermiştir. Yunus'a bu şiirleri söyleten sır edep ve muhabbet-i İlahi'dir. Yunus ki; ömrü hocasının ocağına odun taşımak ile geçmiştir. Hocası bir gün kırıp getirdiği odunlara bakarken içlerinde hiç eğri, uzun, kısa odun olmadığını görür. Tüm odunlar belli bir ölçüde kırılmış, düz ve doğrudur. Hocası ormanda hiç eğri odun olup olmadığını sorar. Yunus hocasının kapısından odunun dahi eğrisini geçirmeye edep eder. İşbu edeptir Yunus'u edip kılan…

 Edebim el vermez
Edepsizlik edene.
Susmak en güzel cevap,
Edebi elden gidene!     

“İslamiyet üç rükun üzerinde durur” dermiş eskiler. Birincisi inanç düzlemi yani “itikat”. İkincisi kulluk bilinci yani “ubudiyet”. Üçüncüsü ahlak ama güzel ahlak yani “ahlak-ı hasene”. Ve eklerlermiş yine eskiden: “Ahlak-ı hasene diğer ikisini korur. Eğer güzel ahlak olmazsa diğerlerinin ruhu kalmaz” Eskilerin söyledikleri eskide kalmış ki inanç ve ibadet esasları ruhsuz şekillerden ibaret kaldı.

Edep haddini bilmektir. Rabbimiz kitabında “Yeryüzünde büyüklenerek yürümeyin.” buyurmaktadır. Hafız'ın dediği gibi, “Güneşin dahi bir zerre olduğu bu kainatta kendini büyük görmek edebe uygun bir şey değil.” Edepli insan tekebbür etmez, insanlara karşı tevazu ve mahviyyet sahibidir. Marifet ehli “Kendini bilen Rabbini bilir” derken kendini bilmekten maksat; hiç şüphesiz edeptir. Mevlana hazretlerine bir gün sorarlar: “O kadar okursun, o kadar yazarsın. Peki ne bilirsin?” Mevlana hazretleri: “Haddimi bilirim” der.

Edep kişinin gönül aynasıdır. Edep sahibi kimsenin gönlü sırçadır. Aynası berrak ve temizdir. Bu nedenle edep sahibinde kişi kendi varlığını görebilir. Müşahede edebilir. Çünkü ayna her şeye ve herkese karşı adil bir nesnedir. Ne varsa o görünür aynada, ne eksik; ne fazla…

Güzeli güzel yapan edeptir, edep ise güzeli sevmeye sebeptir!-Ey insan! Edep nedir diye arar, sorarsan eğer; bil ki edep, ancak her edepsizin edepsizliğine sabır ve tahammül gösterebilmektir.

Son Güncelleme: 14.01.2019 20:18
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
KASVAZER 5 yıl önce

İNŞALLAH İTAAT EDENLERDEN OLURUZ COK GÜZEL OLMUŞ

Avatar
VATAN LAB MEHMET GÜRLER 5 yıl önce

çok yerinde zamana hitap eden bir köşe yazısı tebrikler, başarılar dilerim

banner374

banner367

banner366

banner360

banner326