Gülsüm iki yaşındayken İzmir çocuk esirgeme kurumuna Sinan isminde bir polis tarafından getirilip teslim edilmişti.!
Boynunda bulunan bir yakada çiçeklerle bezenmiş nakışlar içerisinde Gülsüm yazıyordu.!
Geleni gideni arayıp soranı olmadığı için ona GÜLSÜM SİNANGİL adı verilmişti.!
Üzerinde ki kıyafetten ve yakasında bulunanlar iyi bir aile hayatı olduğu ve ona değer veren bir annesi olduğu gerçeğini yansıtıyordu.!
Peki bu yavrucak bütün bunlara rağmen niçin aranıp sorulmuyordu.?
Konunun aslında başka bir boyutu vardı.!
Gülsümün anne ve babası Manisa kulada ilkokul öğretmenliği yapıyorlardı,bir araba almışlardı,İzmir'e gezmeye gelmişlerdi, bir otobüsle kamyonun karıştığı büyük bir kazaya onlarda dahil olmuşlardı,araçlardan çıkarılan ölü ve yaralıları bir kenara koyarlarken,bir otomobilde ağlayan küçük bir kız çocuğu bulunur, gülsümü arabadan çıkaranlar onu yaralılardan uzak tutarlar daha sonra polise teslim edilen gülsümü, önce Karabağlar karakoluna götürürler,daha sonra,hastanede genel bir muayeneden geçmesi ve kim olduğu belli oluncaya kadar hastanede tutulması için emanet edilmişti.!
Bir süre hastanede kalan bu yavrucak,başhekimlik tarafından çocuk yuvasına sevk edilir, çoçuk esirgeme yurdunada Sinan isminde bir polis memuru teslim ettiği için ona soyisim olarak SİNANGİL soyadı verilir.!
Kimbilir belkide onu arayıp soran yakınları elbette olmuştur,kayıtlara geçmediği için bu yavrucağın kaderi değişiyordu.!
Gülsümün anne ve babasının yaşayıp yaşamadığına dair bilğileri ilerki bölümlerde öğrenebilirsiniz.!
Gülsüm devletimizin himayesinde büyüdü okudu gün geldi artık onada yol göründü,18 yaşından sonra çocuk esirgeme kurumunda barınamıyorlardı.!
Fakat gülsümü iki sene fazladan idare etmişlerdi çünkü mimarlık fakültesine gidiyordu.!
Bu ara gülsümün devlet tarafından sağlanan bir devlet kurumunda hem çalışıp hem okuma hakkının olduğu söylenmiş o da,bu haktan yararlanmak için DSİ İzmir bölge müdürlüğüne başvurmuş iki senedir,haber bekliyordu.!
Çocuk esirgeme kurumunda gülsümü ve diğer başarılı çocukların barınmasını sağlayan yetkililerin bir kısmının tayini çıkmış,ve anne dediği sevgi anne mecburi emekli olunca artık onu idare edecek kimse kalmayınca,kurumdan ayrılmak zorunda kalmıştı.!
Gülsüm bir garip çaresiz,bir başına düşmüş bir hengameye.!
Kendisinden önce kurumdan ayrılan, kendisine hep aplalık yapan,eceme koşmuş.!
Ecem ona yine sahip çıkmış fakat onun küçük bir kızı vardı kirasını zor ödüyordu.!
Fethiye'de bir barda garsonluk yapmıştı Ecem,bir ay kadar önce sezon bitimi dönmüştü.!
Gülsüme yine Fethiye gidelim orda eski çalıştığım yerde veya başka bir yerde iş bulabiliriz demişti.!
Gülsümün okulu yeni açılmış harç parasını,sevgi annenin gayretleri ile yatırmış,fakat kitap defter alacak parası ve barınacak bir yeri yoktu.!
Mecbur tamam dedi Gülsüm.!
Fethiye ye gelirler,fakat umdukları olmaz,sezon bitmiş her yer kapalıydı,bir pansiyona yerleştiler,bir süre burda kaldılar.!
Ecem derki Gülsüm kızım senin yanında kalsın,ben İzmir'e gideyim orda ortamı hazırlarım gelir sizi alırım dedi.!
Gülsüm olur dedi.!
Ecem gideli on gün olmuştu,pansiyonun parasını veremiyordu, pansiyoncu sizi bir hafta daha idare ederim sonra valizlerinize el koyar dışarı atarım tehditinde bulunmuştu.!
Bir kaç gün sonra ecemden TLF geldi Çarşamba günü orda olacağını söylüyordu, Gülsüm ona para göndermesini yoksa kendilerini pansiyondan atılacağını söyledi,Ecem bir hafta idare et demiş TLF yı kapatmıştı.!
Duruma çok kızan pansiyoncunun karısı siz bizimle alaymı ediyorsunuz,yiyip içeceksin prensesler gibi yatacaksın,elektirik ve su kullanacaksın,benden bir hafta daha süre istiyeceksin, defol pansiyonumdan diye ortalığı çınlatıyordu.!
Pansiyoncunun karısı sadece kazak ve parkelerine giyme izni verdi,eşyalarına el koyup dışarı attı, ardınada şu kadar para getirirsen eşyalarınızı alırsınız demeyi ihmal etmedi.!
Hava kararmış gidecek yerleri yoktu,mecbur bir balıkçı sandalına, ,balık ağlarının altına sığındılar.!
Henüz hava aynınlanmamıştı balıkçılar geldiler sandalı çalıştırdılar ki, ağların altından bir genç kız birde üç yaşlarında bir kız çocuğu peydahlanır.!
Sizde kimsiniz der Ercan kaptan, kalacak yerimiz yoktu mecbur burda yattık der Gülsüm.!
Ercan kaptan alkolik ama vijdanlı bir adamdı,tamam kızım,hadi inin kayıktan aşağı der, fakat içine batmıştı,yanında bulunan böreklerden vermiş ve bak kızım şu kayık çalışmıyor hadi ona çıkın
, rahatsız eden olursa kaleci Ercan kaptandan izinliyiz derseniz kimse size karışmaz der..!
Ercan kaptanın gösterdiği kayığa çıkarlar, Ercan kaptanın verdiği börekle şimdilik karınlarını doyurmuşlardı.!
ARKASI YARIN
