Son yıllarda ülkemizde yapılan seçimlerdeki vaatler de değişti. Halkın karşısına çıkan yönetici adayları, ülke genelinde olsun yerelde olsun halkın ihtiyaçlarını tartışma konusu yapmadan karşılıklı suçlamalarla prim yapmaya çalışıyorlar.
Küçüklüğümüzden yakın zamana kadar geçen seçimlere katılanlar, "Ey ahali, sizlere fabrikalar kuracağız. Çocuklarınız bu fabrikalarda çalışarak evine ekmek götürecek. Ey ahali, çiftçilerin bu güne kadar çözülemeyen sorunlarını hemen çözeceğiz. Ey ahali, halkımızı kirli hava solumaktan kurtarmak için çalışacağız. Ey ahali, ilçelerinizi il yapacağız. Ey ahali, okullar açacağız, tarımda çalışanlara destek vereceğiz, sanayicilere bankaların kapısını açacağız" gibi kendilerinin de inanmadığı afaki vaatlerle atılıyordu.
Oysa yeni Türkiye’de afaki söylemlerin yerini, "Din elden gidiyor" yaygarası aldı. Türbanı malzeme yaptık. 'Bize oy vermeyenler haindir, ajandır. Biz kazanmazsak iç savaş çıkar.' Bunlar yetmemiş gibi, 'Allah için bize oy verin, cennette yeriniz hazır olsun' gibi söylemlerle ciddiyetten uzak bir görüntü veriliyor. Böylesine kabul görmeyen söylemlerin karşısında bulunanlar da bu çirkinliklere ayak uydurunca artık demokrasi firar ediyor.
Sizce bir gariplik yok mu? Demokrasiyi, karşılıklı suçlamalarla değil saygınlığı öne çıkararak yaşayabiliriz. Ülkemiz açısından 31 Mart yerel seçimleri gerçekten çok zor ve garip gelişmelere gebe.
Ey ahali, bendeniz de sizlere beş yüz sene önce Yahya Efendi'nin Kanuni Sultan Süleyman’a yazdığı mektubu hatırlatmak istiyorum.
“Bir devlette zulüm yayılırsa, haksızlık sıradan bir hale gelirse, işitenler de neme lazım deyip uzaklaşırsa, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yerse… Bilenler bunu söylemeyip susarsa ve gizlerse. Fakirlerin, muhtaçların, kimsesizlerin feryadı göklere çıkar bunu da taşlardan başkası işitmezse işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır. Halkın güven ve saygısı sarsılır. Halkın umutları yok olur, böylece devletin yıkılması kaçınılmaz hale gelir.”
Yahya Efendi acaba bu günleri mi gördü? Böylesine acıklı mektubu yazmasına karşın biz hala umut doluyuz. Zira halkımız artık ülke siyasetini anlamış durumdadır. Gerekeni de yapmaya hazırdır.