İlk önce yeni seçilen Başbakanımızı tebrik ederek söze başlayalım. Her ne kadar seçimle başa gelmemiş olsa da, milletvekili olarak seçilmiş bulunduğundan bize de tebrik etmek düşer. Yazımın mevzuu da bizzat müstakbel başbakanımızın, başbakanlık makamını işgal etmeden önce oniki yıl elinde bulundurduğu bakanlık görevi ile ilgilidir.
                     Ulaştırma bakanı olarak aziz yurdumuza ve Türk milletine hizmetlerini takdir etmemek mümkün değil. Bence de kendisi çok başarılı bir bakanlık yapmıştır. Fakat hizmetlerini yaptığı yerler içinde Kahramanmaraş’ımızın olmaması dolayısı ile bizler bir hizmet görmek ve hissetmek imkanından mahrum olduğumuzdan, sadece televizyonlarda şunu yaptım, bunu yaptım, şunu şu kadar sürede, bunu bu kadar sürede ve üç ay önce bitirdim diye konuşmalarından hizmetlerini bilmek imkanımız olmuştur.
               Göksun yolumuzu on iki yıl gibi kısa bir süre içerisinde bitirmişlerdir. Çift şeritli ve  iki tünel ile bitirilmiş bulunan bu yol dolayısı ile Kahramanmaraş’ımıza büyük hizmetleri olmuştur. Oradan birilerinin Göksun yolumuzun bitmediğini söylediğini işitiyorum. Mühim değil, nasıl olsa şimdi başbakan olduğuna göre yeni ulaştırma bakanına emir verir ve en fazla beş yıl sonra yolumuz bitmiş olur. Beş sene dediğiniz nedir ki. Elin adamı nükleer tesisleri beş senede bitirir iken, bizim hükümet beş senedir lafını ediyor.  On iki yıl süre size uzun gibi gelebilir. Fakat tüneller için aslında kısa bir süredir. Neden derseniz. İlk önce tünel nedir, neye denir bununla ilgili bizlere bilgi vermesi üç yılını almış, cahil Maraşlılar olarak tünelin ne olduğunu ancak beş yıl sonra idrak etmiş olduğumuzdan, yapımı da uzay hızı ile beş sene sürmüş, ufak tefek arızalar ve bozulmalar olsa da, çıkış kısmında trafik kazaları olsun diye özel hazırlanmış keskin virajları ile tarihimizde yer almış bu eserler için kendisine teşekkür ediyoruz. Şöyle dediğinizi duyar gibiyim. Efendim Maraş-Göksun yolu zor bir yoldur, proje bir çok defa değişmiştir v.s. haklısınız , fakat neden iki şeritli bir tünel yapılmıştır anlayan anlatsında bizde bilelim. Her oturduğumuzda biz adam olmayız, Avrupalılar bir iş yaptılarmı elli yıllık yaparlar demez miyiz. Neden bu tüneller üç şeritli değilde iki şerit. Bu tünel üç şerit olsa da, ortasından ileride tren yolu geçse kötümü olurdu. Bir şey bir defa yapılır, sürekli tadilat yapılıyor ise o işte bir hata var demektir.
           Sayın bakanımız bir açılış için marazımıza geldiğinde,  bölünmüş yol 240 kilometre diye eline tutuşturulan kağıttan okumuş, bir gazeteci arkadaşta bir yazısında ben otuz kilometresini buldum gerisi hangi vilayetimizde, demek zorunda kalmıştı da ben bu gazeteci kardeşimi kurtarmıştım. Bu gazeteci kardeşim okumuş yazmış bir insan olsa da coğrafya bilgisi benim kadar gelişmediğinden, Nurdağı’nın ve İslahiye’nin Kahramanmaraş’ın bir ilçesi olduğunu, oralara yapılan yolların Maraş’a yapılmış yollardan sayıldığını bilemez. Tabii okumanın hali bir başka. Ben biliyorum da koskoca gazeteci cahillik edip nerede bu yollar deyiveriyor.
          İkinci en büyük hizmeti de tarihte hiç olmadığı kadar büyük ve uluslar arası hava alanımızdır. Bakmayın siz köy garajı büyüklüğünde olmasına. Sizler görmüyorsunuz. Sayın Başbakanımız, eski ulaştırma bakanımız, önce Adıyaman’a ve ardından bağlı olduğumuz büyükşehir Gaziantep’e sormuş ve Maraş’ımızın daha büyük bir havaalanına ihtiyacı olmadığını tespit etmiştir. Bu tespitini de bizlerle paylaşırken, kalabalık olmasın diye seçtiğimiz vekillerimizin büyük dikkatle kendisini dinleyip, anlayıp anlamadan alkışlamalarından biliyoruz. Sayın vekillerimiz bölünmüş iki yüz elli kilometrelik yolu bulup bizlere haber verirler ise çok sevineceğimizi bilsinler. Gariplik işte her şeye seviniyoruz. Mesela Sayın Mahir Ünal sanki yapmış, bitirmiş de açılışa gidecekmişiz gibi bir haber ile Göksun-Elbistan yolunun artık sırasının geldiğini söyleyivermişti de, biz garipler aylarca kendisine teşekkür etmiştik. Gerçekten de şimdi bakan olduğuna sevindiğimiz Mahir beyimiz büyük maharet sahibi olarak yapılmayan yola sevinmemize sebep olmuş ve bizler de biraz avunmuş idik.
               Şimdi kavanoz büyüklüğünde, arada bir İstanbul’a hangi saatte ister ise kalkan uçakları ile kime ve neye hizmet ettiğini bilmediğimiz bir havalimanımız var. Antep ve Adana illerimizin havayolları da Maraşlının hizmetinde olduğuna göre benim bu yazım sadece densizlikten öte ne mana ifade eder onu da size bırakıyorum. Ha birde uçan tren vardı da onu atladım. En son Mağaralı mahallemizin üstünden uçar iken gördüm. Orta Anadolu Oğuz şivesi ile “gördüm de aklım gittiydi”. Yahu tam Kılavuzludan giriyor, Mağaralıdan uçarak geçiyor ve oradan ilçemiz Gaziantep’e gidiyor. Vayy yahu şu hizmete bak. Tarih vermişlerdi de öne çektiler galiba.
           Bütün bu hizmetlerinden sonra, Müstakbel başbakanımızdan öğrendiğimiz şekli ile bundan sonraki seçimlerde ilk önce Adıyamanlı kardeşlerimize ve ardından Gaziantepli hemşerilerimize soracağız:  Şimdi kime oy verelim!!!  
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner374

banner367

banner366

banner360

banner326