Bir ülkenin gerçek gücü, ordusunun silahında değil, adaletinin vicdanında gizlidir.
Bugün o vicdan, karanlığa meydan okuyan bir sesle yankılandı:
“16 mermim, bir canım var; güçleri yetiyorsa gelip alsınlar!”
Bu sözler bir meydan okuma değil, bir direniş manifestosudur.
Bu cümle, Yenidoğan Savcısı Yavuz Engin’in şahsında Türk adaletinin onurunu temsil ediyor.
SUSMAK, KARANLIĞA ORTAK OLMAKTIR
Yavuz Engin sadece bir savcı değil; adaletin onurlu direnişidir.
Yürüttüğü Yenidoğan Çetesi davası, kirli yapıların karşısında hakikatin mücadelesidir.
Tehdit edildi, baskı gördü, susturulmak istendi.
Ama o, dosyayıda, başınıda eğmeyi reddetti.
“Beni değil, Türk adaletini susturmak istediler” dediğinde, aslında milyonların vicdanına tercüman oldu.
Çünkü bu ülkede kimi zaman adaleti susturmak isteyenler çıkabilir,
ama adaletin içinden doğan yürekleri susturacak bir güç henüz var olmadı.
SAVCILAR YALNIZ DEĞİL, YALNIZ BIRAKILMAMALI
Bu ülkenin savcıları, hâkimleri, dürüst memurları sessiz bir cephede mücadele veriyor.
Onlar kalemle kurşun sıkar, dosyayla duvar deler, vicdanla adalet yazar.
Bu nedenle devletin her kademesi — yargıdan siyasete, bürokrasiden güvenliğe kadar —
bu cesur hukukçuların arkasında sarsılmaz bir duruş sergilemelidir.
Çünkü bir savcının susması, bir devletin diz çökmesidir.
Bir savcının yalnız bırakılması, bir milletin adalet umudunun sönmesidir.
DEVLETİN NAMUSU ADALETİN KALEMİNDEDİR
Yavuz Engin gibi yürekli insanlar sadece görev yapmıyor; tarih yazıyor.
Onlar korkmuyor, çünkü haklılar.
Eğilmiyorlar, çünkü vicdanları sağlam.
Ve biz biliyoruz ki bir devletin temeli yalnızca betonla değil,
namuslu insanların omuzlarında yükselir.
Bugün bu ülkenin gerçek kahramanları manşetlerde değil, adliye koridorlarında yürüyor.
Onlar alkış beklemez; sadece adalet ister.
TARİH BU CÜMLEYİ UNUTMAYACAK
Belki bir gün dosyalar kapanır, haberler unutulur,
ama o cümle kalacaktır:
“16 mermim, bir canım var; güçleri yetiyorsa gelip alsınlar!”
Bu, bir yemin cümlesidir.
Ve o yemin, yalnız Yavuz Engin’in değil;
Türk adaletine inanan her vicdanın yemini olmuştur.
Bir milletin çöküşü adaletin sessizliğinden başlar.
Bir milletin dirilişi ise o sessizliği bozan yüreklerle mümkün olur.
Bugün o yürek, Yavuz Engin’dir.
Onun cesareti, bu ülkenin yeniden diriliş umududur.
Devlet, ancak namuslu insanların omuzlarında yükselecektir.