Zirai faaliyetlerde su kaynaklarının etkin kullanımı, suyun miktarına ve bolluğuna uygun tarımsal ürün deseni seçimi yapılmalı. Türkiye'de suyun yüzde 74'ü sulama amaçlı tarımda kullanılıyor. Türkiye'de tarımda hâlâ suyun yüksek oranda israf edildiği salma sulama yöntemi tercih ediliyor. Sadece yüzde 1 oranında yapılan damla sulama sistemlerinin ise hızla yaygınlaştırılması öneriliyor.
PARKLARDDA ŞEBEKE SUYU KULLANILMAMALI
En hızlı su tüketiminin olduğu kentlerde beklenen su sıkıntısının önüne geçmek için ilk etapta park ve bahçelerde şebeke suyunun kullanılmasının önüne geçilmesi gerekiyor.
ÇİFTÇİYE UYARI
Çiftçinin kuraklıktan etkilenmemesi için kuraklık sigortası yaptırmasının önemi büyük. Ülke genelinde su tasarrufu ile ilgili hareket başlatılmalı. Yayınlar ve eğitimlerle su tasarrufu bilinci pekiştirilmeli.
Küçük arazilerde tarım yapan üreticilerin arazi birleşmesine giderek kuraklıktan en az şekilde etkilenmesi elzem.
STRATEJİK ÜRÜNDE STOK YAPILSIN
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye'de kuru alanlarda yetiştirilen buğday, arpa, kanola ve kırmızı mercimek gibi bazı temel ürünlerin kuraklıktan etkilenme sınırına geldiğini anlatıyor. Bayraktar, "Buğday, arpa ve mercimek tek başına toplam ekili-dikili alanların yüzde 56'sını kapsıyor.
EKİM KASIM'DA EKİLİYOR
Bu ürünler ekim-kasım aylarında ekiliyor. Bu aylarda yağışlar geçen yılın çok altında oldu" diyor. Türkiye'nin buğday başta olmak üzere stratejik ürünlerde stok yapması gerektiğinin altını çizen Bayraktar, atıl tarım arazilerinin de acilen devreye alınması gerektiğini vurguluyor. Bayraktar, "Birçok ülke kuraklık nedeniyle verimde kayıplar yaşıyor.
Örneğin, Rusya'da kışlık buğday ekilişlerinin yüzde 22'sinde büyüme eksiklik tespit edildi. Bunun gibi üretimde kayıp yaşayan ülkeler 2021'de ihracat yasağı getirebilir" diyor.
SU FAKİRİ OLMA YOLUNDA İLERLİYORUZ
Türkiye sanılanın aksine de su zengini değil, yılda kişi başına düşen bin 519 metreküplük su miktarı ile 'su sıkıntısı çeken' bir ülke... WWF'in verilerine göre, Türkiye nüfusunun 2030'da 100 milyona ulaşacağı ve kişi başına düşen su miktarının bin 120 metreküpe gerileyeceği öngörülüyor. Diğer bir deyişle, artan nüfusu ve büyüyen kentleriyle Türkiye, 'su fakiri' olma yolunda ilerliyor.
İÇ ANADOLU EN RİSKLİ BÖLGELERİN BAŞINDA
Yani kısa vadede Türkiye'de kuraklığın şiddet ve süresi bugüne kıyasla çok daha kuvvetli hissedilecek. İç Anadolu en riskli bölgelerin başında geliyor. İTÜ Meteoroloji Mühendisliği bölümünün verilerine göre, bölgeye düşen yağışta yüzde 62 oranında azalma var.
TAHIL AMBARINDA DURUM NE?
Türkiye'nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya'da da durum farklı değil. Karatay Ziraat Odası Başkanı Rıfat Kavuneker, "31 ilçemizin 28'ine yakınında yağış yok. Acilen bu bölgeye su aktarılması gerekiyor. Mavi Tünel olmasaydı Konya'nın Çumra ve Karatay ilçelerinde tarım bitmiş olacaktı. Allah'tan ümit kesilmez ama yüzde 10'luk bir rekolte düştü. Yağış olmazsa rekolte diye bir şey kalmayacak" diyor. Konya Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Murak Akbulut da 2019'da 80 milimetre alınan yağışın bu yıl 30 milimetreye kadar düştüğünü söylüyor.
YAĞIŞLARDA EN FAZLA AZALMA İÇ ANADOLU'DA
2020'de ekim ve kasım ayı toplam yağışı 56.4 milimetre, normal yağış ortalaması 118.8 milimetre ve geçen yılın aynı dönemine göre yağış ortalaması ise 58.3 milimetre oldu. Ekim ve kasım ayı toplam yağışlarında normale göre yüzde 53 ve geçen yıl yağışlarına göre yüzde 3 azalma gözlendi. Ekim ve kasım ayı toplam yağışları, tüm bölgelerde normale göre azalma gösterdi.
EN FAZLA AZALMA İÇ ANADOLU'DA
Normaline göre, yağışlarda en fazla azalma yüzde 62 ile İç Anadolu bölgesinde gerçekleşti. Bunu yüzde 57'le Akdeniz, yüzde 56'yla Ege, yüzde 55'le Doğu Anadolu, yüzde 48'le Karadeniz, yüzde 41'le Güneydoğu Anadolu ve yüzde 40'la Marmara Bölgesi izledi.