İlk yediğinizde garip bir his uyandıran ancak sonradan muhteşem bir haz veren tarhana.

Türkiye’nin birçok ilinde farklı isimlerle kullanılan ve yapımı da bir o kadar farklılık gösteren tarhananın ana vatanı Kahramanmaraş’tır.

Günümüzdeki GDO’lu ürünlerin ve genellikle Fast-Food tarzı yiyeceklerin tahtını sallayan tarhana içerdiği besin değerleriyle hem sağlık hem de sağlıklı yaşam için benzersiz bir fırsat sunuyor.

Tarhananın tarihi oldukça eskiye dayanır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşanan savaşlarda susuz kalan asker ve teba halkı geçici tokluk hissi uyandıran tarhanayı bolcu kullanırlardı.

Günümüzde kullanım alanları değişse de, tadında herhangi bir değişim olmadığı su götürmez bir gerçektir.

Artık sofralarımızda mecburiyetten değil, alternatif olarak yerini alan tarhana benzersiz tadı ile adından sıkça söz ettirmeye devam ediyor.

Kahramanmaraş’ın doğal güzellikleriyle örtüşen, içinde Döğme, Yoğurt, Kekik, Çörek otu ile bakır kazanlarında pişerek hazırlanan ve çiğ veya çiğ dediğimiz önce su kamışından örülmüş hasır sergilerin üzerine inceliği ayarlanmak suretiyle serilip kurutulan bu muhteşem lezzetin tek eksiği Türkiye piyasasında hak ettiği yeri alamaması.

Tarhana’nın kullanım alanları çok geniş olmakla beraber, çorba, et suyu, tavuk suyu veya su ile ıslatarak veya kuru olarak yanında fıstık olmak kaydıyla benzersiz bir tat sunuyor. (Haber: Baki Özdoğan)