Kanı canı pahasına aç susuz cephelerde vatanı için savaşan o kahramanların kemikleri sızlamıyormu?
Acaba Ülkemiz gibi gündemi bu kadar çabuk değişen başka bir ülke var mıdır? Daha tarihimizin en büyük afetinin üzerinden bir ay geçmişken, enkazlar bile tam kalkmamışken siyaset ülke gündeminin en ön sıralarına yerleşti.
Dağılan oluşumlar, yeniden şekillendirmeleri beraberinde getiriyor.
Ama kimsenin ne olacağı konusunda bırakın tespiti, tahmini bile yok. Yani hava oldukça puslu…
Bu puslu havayı sevenler ve bunu farklı provokasyonlar için kullanmak isteyenler var. Siyasetteki hararet artınca, sahnedeki provokatörlerinin sayısı da hemen artıyor.
Bunlar kimi zaman dijital dünyayı kullanıyorlar, kimi zaman ekranları, kimi zaman da spor sahalarını. Bugün Bursa’da futbol karşılaşmasında yaşananlar da arzu etmediğimiz hatta deprem sonrası daha da sarılmamız gerekirken son derece yakışıksız hareketler olarak hafızalarımızdaki yerini aldı.
Geçen hafta tribünlerden atılan ve deprem çocuklarına giden oyuncaklar hepimizi duygulandırdı, ağlattı.
Bugün atılan şişeler, yabancı maddeler ve sloganlar ise hepimizi üzdü.
Daha ne kadar söyleyeceğiz “Gaza gelmeyelim” diye. Ülkemiz doğusuyla batısıyla bir bütündür. Hiç bir kentin başka bir kente üstünlüğü olamaz.
Kim vatanını seviyorsa, milletine hizmet etmek için çırpınıyorsa başımızın üstünde yeri vardır.
Aksini düşünenin yeri bizim yanımız değildir.
Hassas günlerdeyiz dedik ya..
Bence konuştuğumuza ve hareketlerimize her zamankinden daha fazla dikkat edelim. Fitneye alet olmayalım. Kimsenin gazına gelmeyelim. Bizi biz yapan o kadar ortak sevincimiz hatta acımız varken, ayrılık çığırtkanlığı yapanlara prim vermeyelim.
Düşman sevindirmek bize yakışmaz. Bu anlı şanlı bu bayrak inmez vatan bölünmez. Biz böyle anlayışla doğduk ve bugüne kadarda böyle gördük. Aynı yolda yürüyoruz.
Selam ve saygılarımla…