Öz Orman-İş Sendikası, hükümetin teklifini sert bir dille eleştirerek, "Bu teklif ne emeğe yakışır ne alın terine. Bu bir maaş değil, hayal kırıklığıdır" açıklamasında bulundu.

Sendika tarafından yapılan yazılı açıklamada, teklifin kamu işçisinin onurunu zedelediği, piyasadaki hayat pahalılığına karşılık gelmediği vurgulandı. Kamu emekçilerinin Türkiye’nin görünmeyen yükünü sırtladığına dikkat çekilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bizler bu ülkenin yolunu yapan, ormanını koruyan, çöpünü toplayan, hastanesini temizleyen, suyunu akıtan, çocuklarına bakan kamu işçileriyiz. Her karış toprağa alın terimizi, her kuruma emeğimizi kazıdık. Sessiz ama güçlü bir şekilde Türkiye’yi ayakta tutuyoruz.”

“Hayat Pahalılığına Gözlerini Kapanmış Bir Teklif”

Açıklamada mevcut ekonomik tabloya da dikkat çekilerek şu sorular yöneltildi:

“Kiralar mı düştü? Et, ekmek, sebze ucuzladı mı? Hayır! O hâlde neden emeğimizin değeri düşürülüyor? Bu teklif; evine ekmek götüremeyen babayı, çocuklarına harçlık veremeyen anneyi, tenceresi boş kalan mutfağı görmezden gelmektir.”

Sendika, kamu işçisinin büyüyen Türkiye’den pay alamadığına dikkat çekerek, “Devlet yetkilileri sürekli büyümeden bahsediyor. O hâlde kamu işçisine neden refah düşmüyor? Eğer büyüme yoksa bunu açıkça söyleyin, fedakârlık gerekiyorsa yine biz yaparız. Ama sadece bizden fedakârlık beklenmesin,” ifadelerini kullandı.

HG Hospital Basın Mensuplarını Misafir Etti!
HG Hospital Basın Mensuplarını Misafir Etti!
İçeriği Görüntüle

“Masada Adalet Olmalı”

Öz Orman-İş, toplu sözleşme görüşmelerinde her zaman uzlaşmadan yana olduklarını, ancak adaletsizliğe boyun eğmeyeceklerini vurguladı:

“Biz masadan kaçan değiliz. Uzlaşmadan, adaletten ve ortak akıldan yanayız. Ancak bu uzlaşma, hakkın teslimiyle olur. Eğer bu ülkenin yükünü omuzluyorsak, nimetini de paylaşmak istiyoruz.”

“Kamu İşçisi Ayakta Kalırsa Türkiye Dimdik Yürür”

Açıklamanın sonunda hükümete açık bir çağrı yapıldı:

“Bu yaklaşım, Türkiye’nin kamu vicdanını yaralamaktadır. Bu masada yalnızca rakamlar değil; emek, adalet ve geleceğimiz konuşulmalı. Biz lütuf değil, hakkımızı istiyoruz. Unutulmasın: Kamu işçisi ayakta kalırsa Türkiye dimdik yürür.”