Türkiye’nin terörle mücadelede son yıllarda elde ettiği askeri ve istihbari üstünlük, PKK terör örgütünün silah bırakma sürecini gündeme taşıdı.
Devlet yetkilileri, bu sürecin herhangi bir müzakereye dayalı olmadığını, tamamen örgütün çöküşe sürüklenmesiyle birlikte kontrollü bir şekilde yürütüldüğünü vurguluyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere hükümet ve güvenlik bürokrasisinden yapılan açıklamalarda, silah bırakma sürecinin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) koordinasyonunda, diğer ilgili kurumların iş birliğiyle sürdürüldüğü belirtildi.
Silah bırakma süreci devlet denetiminde
Güvenlik kaynakları, PKK’nın özellikle son yıllarda hem içeride hem de sınır ötesinde ciddi kayıplar verdiğine dikkat çekiyor. İçerde örgütün insan kaynağı tükenme noktasına gelirken, sınır ötesindeki hareket kabiliyeti de Türkiye’nin operasyonlarıyla büyük ölçüde engellendi. Lojistik hatların kesilmesi nedeniyle örgütün temel ihtiyaçlara erişiminin dahi ciddi şekilde zorlaştığı bildiriliyor.
Örgütün üst düzey kadrolarına yönelik nokta operasyonlarla birçok kritik ismin etkisiz hale getirilmesi de sürecin hızlanmasında etkili oldu.
Toplumun endişeleri göz ardı edilmiyor
Sürecin geçmişteki çözüm süreci deneyimlerinden farklı olduğu vurgulanırken, yetkililer kamuoyunda oluşabilecek “ne verildi de PKK silah bırakıyor” yönündeki sorulara karşı dikkatli olunması gerektiğini belirtiyor. Sürecin herhangi bir pazarlık içermediği, tamamen devletin kararlı mücadelesinin bir sonucu olduğu ifade ediliyor.
Toplumun bu konudaki hassasiyetlerinin ise dikkatle takip edildiği ve bu hassasiyetlerin sürecin şeffaf şekilde yürütülmesine katkı sunduğu ifade edildi.
Öcalan’dan fesih çağrısı, PKK’dan kongre hazırlığı
Örgüt elebaşı Abdullah Öcalan’ın PKK’ya yönelik fesih çağrısı yaptığı ve örgütün bu çağrı doğrultusunda kongre hazırlığına başladığı yönünde bilgiler de kamuoyuna yansıdı. Bu kongrenin silah bırakma kararını da içerecek şekilde planlandığı bildirildi.
Yetkililer, örgütün bu süreci kamuoyunda farklı şekilde yansıtmaya çalışmasının manipülasyon amacı taşıdığını, "kuyruğu dik tutma çabası" olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Devletin tavrı net: Taviz yok, mücadele sürer
Yetkililer, bu sürecin bir son değil, kalıcı çözümün stratejik bir aşaması olduğunu ifade ederken, örgütün ya da benzer yapıların farklı isimlerle teröre yönelmesi durumunda devletin mücadelesinin aynı kararlılıkla süreceğinin altını çiziyor.
Uzmanlar, bu sürecin başarıya ulaşması durumunda Türkiye’nin terörle mücadelede yeni bir stratejik eşiği geçmiş olacağını belirtiyor.