Saat dört sıraları gelince ayşe ablaya sen çocukları al eve git akşam yemeğini ancak yaparsın dedim.!
İşler zaten sakinlemişti.!
Gülsüm bak sen kesinlikle çay servisi yapmayacaksın, müşteri gelir oturur çay isterse, biz gelince veririz dedim.!
Tamam dedi gülsüm.!
Yarın işler nasıl olacak acaba diye sordu gülsüm.!
Bir ay işler zayıf olur, çünkü marka ile çay içenlerin markası bitecek, cemel ustaya borcu olan borcunu verecek hatta bazılarının dönmesi iki ayı bile bulabilir, ama peşin ödeyenler ve haftalık ödeyen müşteriler dönerler dedim.!
Akşam dükkanı kapatıp eve doğru gidiyorduk,gülsüm bugünün tarihini kazıdım dükkana dedi.!
Nasıl.?
17 şubat 1986 diye, inşaallah işlerimiz iyi gider ve bu tarih bizim için önemli bir gün olur dedi.!
İnşaallah dedim.
Gülsüm dikkat ettinmi bugün dükkana gelen esnaflar sana hayırlı olsun yenge dediler.!
Seni böyle bir duruma düşürdüğüm için özür dilerim biliyorsun mecburduk.!
Gülsüm sorun etme bu meseleyi, ben artık yenge rolünü sevmeye başladım, bana yenge denmesi hoşuma gidiyor, çünkü yalnız olmadığımı dükkanın sahibi olduğumu gösteriyor, insanlar bana hürmet ederek yenge diyorlar dedi.!
Cesaretimi toplamaya çalışıyordum, ya söyliyeceğim kelimeden farklı bir mana çıkarırsa bana olan itimatı sarsılırsa diye endişe ediyordum.!
Hayrola daldın dedi gülsüm.!
Sana bir şey diyecektim nasıl tepki vereceğini bilemedim, onu düşünüyordum dedim.!
Patron sensin patrona kızılırmı hiç dedi.!
Dükkana baktığımız ilk günden bugüne kadar sen ağırlığını koydun bende kabüllendim patroniçe sensin dedim.!
Yine o içimi bir hoş eden gülümseme halini aldı, sokaktayız yoksa daha sesli gülerdim, ne diyeceksen de merak ettim şimdi dedi.!
Madem sana herkes yenge diyor herkes bizi evli biliyor, gerçekte de evlenelim mi deyi verdim.!
Gülsümün cevabını beklemeden,sanki onu ikna etmeye çabalıyormuş gibi bütün söylenecek sözleri sıralıyordum.!
Yeter dedi gülsüm, o anda buz gibi dondum.!
Özür dilerim gülsüm lütfen söylediklerimi yok say dedim.!
Gülsüm, ömrümde ilk defa evlilik teklifi aldım, bana fikrimi söyleme fırsatı vermiyorsun dedi.!
Gülsün ne olur gusuruma bakma bir an gaflete düştüm, ben senden önce hiç yabancı bir kızla konuşmadım,seni kıracak sözler söylediysem kusuruma bakma dedim.!
Gülsüm dur dedi kolumdan tutarak, olduğum yere çakılmıştım.!
Seninle evlenirsem bana böyle konuşma fırsatı vermiyecekmisin dedi.!
Olurmu öyle şey iki buçuk ay aynı evde beraber yaşıyoruz hiç öyle yaptım mı dedim.!
O halde EVET diyorum dedi gülsüm.!
Evet derken dedim.!
Seninle evlenip gerçek yenge olurum dedi.!
O anda gülsüme sarılıp alnından öptüm.!
Hatırlıyormusun gülsüm, kuru fasülye yediğimiz günü.!
Evet dedi.!
İşte o gün seni sanki ilk defa gördüm, aklım şaştı,dilim dolaştı,dizlerimin bağı çözüldü, sana o gün aşık oldum dedim.!
O gün senin hissettiklerini bende hissettim dedi gülsüm.!
O gün pansiyondan eşyalarımı aldığımızda benim kahramanımdın sen, akşam senin için süslenmiştim, teyze o gün bize gelmemişti, ben teyzeye gidip kuru fasülye nasıl yapılır demiştim, teyze fazladan yemek yaptı, çoğunu bize vermişti, çünkü o gün masaya koyduğum herşeyi resmen sayıklamıştın hemde bir kaç defa, bende sana bir ödül olsun istedim.!
Ama senin halini ve şaşkınlığını görünce bende seninle aynı duyguları yaşadım dedi.!
O zaman foyamız çıkmadan gizlice nikah kıyalım dedim.!
nasıl olacak dedi.!
Gel önce camiye gidelim imama rica edelim dini nikahımız kıyılsın, bugün Allah katında nikahlanalım, yarın bir ara belediyeye gideriz nikah için dedim.!
Tamam dedi gülsüm.!
Biliyormusun dedim.?
Neyi dedi gülsüm
Senin en çok sevdiğim huylarından biri tamam demen dedim.!
Yine o eşsiz gülümsemesi ile bana tebessüm etti.!
Bir süre konuşmadan yürüdük, yeni camiye geldik, gülsüme sen bekle,ben hocayla konuşup geleceğim dedim.!
Hoca efendi ve cemaatten beş altı kişi oturmuş sohbet ediyorlardı, selam verdim, selamımı aldıktan sonra hocaefendiye nikah kıydırmak istediğimizi söyledim, Allahını sevdiğim hoca ahiret soruları sormaya başladı.!
Hocam ben 24, nişanlım 22 yaşında, kaçmadık, zaten üç aydır aynı evde yaşıyoruz, konu komşu, esnaf herkes bizi zaten evli sanıyor, bugün dini nikah kıydırıp, yarında belediyeye gideceğiz resmi nikah için, ikimizinde annesi babası kimimiz kimsemiz yok, zaten nişanlım çocuk esirgeme yurdunda büyümüş dedim.!
Orda bulunan cemaat hocam bu gençlerin nikahını kıy dediler, hoca tamam kızımızı çağır bakalım dedi.!
Gülsümü çağırdım, hocanın karşısında diz çöktük, cemaatten bir amca atkısını, gülsüme uzatarak, al kızım bununla başını ve saçlarını ört dedi.!
Gülsüm,başını örttü, hoca cemaatten iki kişiyi işaret etti nikah şahidi olarak, nikah için hoca dualar okududuktan sonra, bana kızımıza ne kadar mihir vereceksin dedi.!
Mihir ne oluyor hocam dedim.!
Nikahın olabilmesi için kıza, altın, mal veya kıymetli bir şey vereceksin dedi.!
Ne vereyim gülsüm dedim, küpe, yüzük, kolye dedi.!
Tamam dedim.!
Nikahımız kıyıldı hoca ve cemaat hayırlı olsun dedikten sonra, hoca bize nasihatlerde bulunduktan sonra resmi nikah kıymayı sakın ertelemeyin dedi.!
Camiden çıktıktan sonra hayırlı olsun karıcım dedim.!
Teşekür ederim kocacığım dedi.!
Peki sana nasıl hitap etmemi istersin bir tanem dedim.!
Bir tanem güzelmiş dedi.!
ARKASI YARIN
