Değerli hemşehrilerim, bugün sizlere “demokrasi havarisi” geçinen bir belediye başkanının, edebiyatımızın zirvesine, Kahramanmaraş’ımızın gururuna nasıl çamur attığını anlatacağım. Kalemi elime alırken içim kan ağlıyor, zira Üstad Necip Fazıl’a yapılan hakareti aktarmak bile dilimi yakıyor. Ama susmak da yok! Şairimizin dediği gibi: “Sus, kimsecikler duymadan / Gözyaşların dinsin.” diyemeyiz, haykıracağız!

“Irkçılık Olimpiyatları”nın Altın Madalyalı Şampiyonu!

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, sanki “Nasıl Daha Çok Nefret Üretebilirim?” yarışmasında birinci olmak için var gücüyle çalışıyor! Önce mültecilere su faturasında 10 kat zam yaparak “ırkçılık” kategorisinde altın madalyayı kaptı. Ardından Arapça tabelaları kaldırarak “kültürel tahammülsüzlük” dalında rekor kırdı. Şimdi de Necip Fazıl’a “ahlaksız ve ilkesiz” diyerek “edebiyat düşmanlığı” branşında dünya şampiyonluğuna oynuyor!

Bravo Sayın Özcan! Bu “nefret triatlon”unda gösterdiğiniz performans gerçekten göz kamaştırıcı! Bir dahaki seçimlerde sloganınız hazır: “Nefret Ettim, Başardım!”

Kahramanmaraş’ın Evladına Hakaret, Annemizin Yüreğine Saplanan Hançerdir!

Ey Tanju Özcan! Sen Necip Fazıl’a hakaret ederken, bilmiyor musun ki o bizim evladımızdır? Onun doğduğu toprakların ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan bizler için bu hakaret, annemizin yüreğine saplanmış bir hançerdir!

Üstad’ın “Çile”sini okumamış olabilirsin, “Sakarya Türküsü”nü bilmiyor olabilirsin, “Reis Bey”i izlememiş olabilirsin… Ama en azından, bir şehrin evladına hakaret ederken, o şehrin insanlarının yüreğini sızlatacağını düşünebilirdin! Yoksa senin için Kahramanmaraş da mı “öteki”? Yoksa senin nefret haritanda bizim şehrimiz de mi işaretli?

“Kültür” Merkezinden Kültürü Silme Operasyonu: Tanju Özcan’ın “Hafıza-i Beşer Silme Projesi”

Özcan’ın bu hamlesi, aslında bir “kültürel soykırım” girişiminden başka nedir? Kültür merkezlerinin isimlerini değiştirerek, toplumsal hafızayı silmeye çalışmak… Ne muhteşem bir proje! Yarın öbür gün Yunus Emre’yi de “gerici” ilan eder, Mevlana’yı da “yobaz” diye yaftalarsınız artık! Neden olmasın? Madem “kültür” sizin tekelinizdeki bir kavram, istediğiniz gibi evirip çevirebilirsiniz!

Necip Fazıl’ın ismini silip yerine Bülent Ecevit’in ismini koymak da tam size yakışan bir hamle! İki değerli ismi karşı karşıya getirmek… Ne kadar “demokratik”, ne kadar “ilerici” bir tavır! Sanki Ecevit yaşasa, “Benim ismimi bir başka şairin hakarete uğraması pahasına kullanın” derdi! Eminim Karaoğlan da mezarında ters dönmüştür bu “onura”!

Tanju Özcan’ın “Sistematik Nefret Fabrikası”

Sayın Özcan’ın bu son hamlesi, aslında onun kurduğu “Sistematik Nefret Fabrikası”nın en yeni ürünü. Bu fabrikanın üretim bandından önce mülteci düşmanlığı, sonra Arapça tabela fobisi, şimdi de kültürel değer karşıtlığı çıkıyor. Yarın ne üretecek acaba bu fabrika? Merakla bekliyoruz!

2021’de mültecilere yönelik kararları nedeniyle TİHEK tarafından kınanan, Ankara Barosu tarafından “Anayasa’ya aykırı” damgası yiyen Özcan, şimdi de kültürel değerlerimize saldırarak, “Ben bu yolda sonuna kadar giderim” diyor adeta. Tebrikler! Nefret üretiminde istikrarınızı takdir etmemek elde değil!

“Üstad”ın Memleketinden Haykırış: “Sakarya, Sana Mı Döküldü Necip Fazıl?”

Biz Kahramanmaraşlılar, Necip Fazıl’ın hemşehrileri olarak, bu hakarete sessiz kalamayız. Üstad’ımızın “Sakarya Türküsü”nde dediği gibi soruyoruz:

Kahramanmaraş’ta bölgenin en eski çarşısı ayağa kaldırılıyor!
Kahramanmaraş’ta bölgenin en eski çarşısı ayağa kaldırılıyor!
İçeriği Görüntüle

“İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.”

Evet, bir yanda biz akıyoruz, kültürümüzle, değerlerimizle, edebiyatımızla… Öbür yanda ise Tanju Özcan ve onun gibi düşünenler, nefret söylemleriyle, ötekileştirme politikalarıyla, kültürel değerlere saldırılarıyla…

Şimdi soruyoruz: “Sakarya, sana mı döküldü Necip Fazıl?” Yoksa Tanju Özcan’ın nefret seline mi kapıldı Üstad’ımızın adı?

Tanju Özcan’a Açık Mektup: “Ötekileştirme Olimpiyatları”nda Rekor Kırdınız!

Sayın Özcan,

Öncelikle sizi tebrik ederim! “Ötekileştirme Olimpiyatları”nda gösterdiğiniz üstün performans gerçekten takdire şayan! Mültecilerle başladınız, Arapça tabelalarla devam ettiniz, şimdi de Türk edebiyatının zirvelerinden birine saldırarak “hat-trick” yaptınız!

Acaba bir sonraki hedefiniz ne olacak? Belki de Yunus Emre’yi “çağdışı” ilan edersiniz! Ya da Mevlana’yı “gerici” diye yaftalarsınız! Neden olmasın? Madem kültürel değerlerimizi bir bir hedef tahtasına koyuyorsunuz, devam edin!

Ama şunu unutmayın: Necip Fazıl’a hakaret ederken, sadece bir şaire değil, bir şehrin gururuna, bir milletin hafızasına, milyonlarca insanın gönlüne hakaret ediyorsunuz. Ve bu hakaretiniz, sizin siyasi kariyerinizde belki bir “PR” malzemesi olabilir, ama tarih önünde kara bir leke olarak kalacaktır.

Saygılarımla(!)

Son Söz: “Kültürel Değerlerimize Sahip Çıkmak, Nefret Üreticilerine En Güzel Cevaptır!”

Değerli okurlarım, bu yazıyı bir çağrıyla bitirmek istiyorum: Kültürel değerlerimize sahip çıkalım! Necip Fazıl gibi edebiyatımızın zirvelerini siyasi çekişmelerin malzemesi yapmayalım. Farklı düşüncelere saygı gösterelim, ama hakarete de sessiz kalmayalım.

Tanju Özcan’ın bu tavrını şiddetle kınıyor, Üstad Necip Fazıl Kısakürek’i bir kez daha rahmetle anıyorum. Onun dediği gibi:

“Allah’ım, sana ulaşmak için kaç dağ, kaç çöl, kaç deniz aşmalıyım? Halbuki sen, bana şah damarımdan daha yakınsın…”

Üstad’a hakaret edenler, aslında kendi iç dünyalarının çöllerinde kaybolmuş zavallılardır. Onlar çölde serap görürken, biz Necip Fazıl’ın pınarından kana kana içmeye devam edeceğiz!

Ve son olarak, Sayın Özcan’a Üstad’ın şu dizelerini hatırlatmak isterim:

“Anladım işi, sanat Allah’ı aramakmış;Marifet bu, gerisi yalnız çelik-çomakmış…”

Evet, sanat Allah’ı aramaktır; siyaset ise, sizin ellerinizde, maalesef sadece “çelik-çomak” oyununa dönüşmüştür!