**Köle Değil İşçiyiz, İnsanız.
Örgütlü Olduğumuz Sürece Güçlüyüz.**
Zamanın yükü omuzlarına çöktüğünde,
baskının soğuğu iliklerine kadar işlediğinde, senin tek dayanağın emeğindir.
Bu ülkede işçi her zaman çok çalıştı, çok sabretti, çok gördü.
Ama artık kimsenin tehdidi, mobbingi, keyfî sözü işçiyi susturamayacak.
Çünkü adalet, uzun bir aradan sonra yeniden işçinin kapısında belirdi.
KAMUDA İŞÇİYİ TEHDİT EDEN DÖNEM BİTMİŞTİR
Kamu kurum ve kuruluşları, kimsenin özel mülkü değildir.
Bir yöneticinin “Seni tutanakla kapının önüne koyarım” diyerek işçiyi baskı altına alma hakkı yoktur.
Bu ülkenin işçisi;
dosyayla korkutulacak,
imza tehdidiyle sindirilecek,
keyfî cezalarla hizaya sokulacak bir varlık değildir.
Ve artık bu gerçeği hukuk da tescilledi.
**AYM’NİN TARİHİ KARARI:
HUKUKSUZ FESİHLERİN BEDELİ ARTIK YÖNETİCİYE RÜCU EDİLECEK**
Anayasa Mahkemesi, yıllardır “kamu zararından yöneticiler sorumlu olmaz” algısı yaratan koruma kalkanını kaldırdı.
375 sayılı KHK’nin ek 21. maddesinde yer alan, işçiye yapılan tazminat ödemelerinin yöneticilere rücu edilemeyeceğine ilişkin hüküm iptal edildi.
Bu karar ne anlama geliyor?
Artık:
• İşçinin haksız yere işten çıkarılması,
• İşe iade davalarında ödenen tazminatlar,
• Boşta geçen süre ücretleri,
• Mahkeme masrafları
kamu zararı sayılabilecek ve kusuru olan yöneticiye rücu edilecek.
Karar 17 Nisan 2024 tarihli Resmî Gazete’de yayımlandı.
Esas: 2018/96 – Karar: 2023/222
HUKUK DEVLETİ, “SORUMSUZLUK ZIRHI”NI KALDIRDI
Yüksek Mahkeme, kararında çok net bir ilke hatırlattı:
“Kamu görevlilerinin kusuruyla oluşan kamu zararından sorumlu tutulmaması hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz.”
Bu cümle; yıllardır işçinin kaderini yöneticinin keyfine bırakan düzeni kökten sarsan bir tespittir.
Artık hiçbir yönetici,
“Haksız işlem yaparım, bedeli devlete çıkar.”
diyemeyecek.
Hukuksuzluğun maliyeti, o hukuksuzluğu yapanın cebinden çıkacak.
NE DEĞİŞECEK?
Bu karar, sadece hukuki bir düzenleme değildir.
Kamu çalışma hayatında yeni bir dönemin kapısını açmaktadır.
• İşçiye yönelik keyfî fesihler azalacak.
• Yönetici karar verirken iki kez düşünecek.
• Mobbing ve tehdit dili zayıflayacak.
• İşçinin itibarı güçlenecek.
• Adalet, görünür ve uygulanabilir hâle gelecek.
Kısacası:
İşçi artık yalnız değil.
SÖZÜN ÖZÜ:
Biz işçiler, ülkenin yükünü taşıyan insanlarız.
Ne köleyiz ne sessiz bir kalabalık.
Biz emeğin sahipleriyiz.
Ve örgütlü olduğumuz sürece en büyük gücüz.
Bu karar, işçinin değil;
adaletsizliğin üşüdüğü bir dönemin başlangıcıdır.
İŞÇİDER olarak,
her işçinin yanında durmaya,
haksızlığa karşı ses olmaya,
karanlığa karşı ışık yakmaya
devam edeceğiz.
Çünkü biliyoruz:
Birleşirsek güçleniriz,
Mücadele edersek kazanırız.





