Türkiye’nin büyümesinde, üretiminde ve kalkınmasında en büyük payı olan işçiler, yıllardır ağırlaşan ekonomik yükler altında eziliyor. Alın teriyle çarkları döndüren milyonlarca emekçi, artık sesinin duyulmasını istiyor. Bu talep bir istek değil; geciken, görmezden gelinen bir haktır.

Bugün burada yalnızca bir yazı kaleme almıyorum.

Bu satırlar, işçinin içten yükselen feryadıdır.

Bakan Kurum, “Deprem bölgesinde son çiviler çakılıyor”
Bakan Kurum, “Deprem bölgesinde son çiviler çakılıyor”
İçeriği Görüntüle

Çünkü bu ülkenin gerçek sahipleri olan emekçiler “Artık yeter!” diyor.

**SENDİKALARA VE KONFEDERASYONLARA ÇAĞRI:

SAHAYA İNİN, SORUMLULUK ALIN**

Emekçinin sorunları her gün büyürken, çözüm üretmesi gereken yapıların sessiz kalması kabul edilemez. İşçinin hakkını korumakla görevli sendikalar ve konfederasyonlar artık güçlü ve kararlı bir duruş ortaya koymalıdır.

İŞÇİDER olarak biz sahadayız.

Her işçinin yanında dimdik duruyoruz.

Ancak ülke genelindeki büyük yapılar da aynı kararlılığı göstermek zorundadır.

İşçinin sesi duyulmuyorsa, yapılan hiçbir açıklamanın, atılan hiçbir adımın anlamı yoktur.

VERGİDE ADALET TALEBİMİZ NETTİR

Türkiye’de işçi üzerindeki vergi yükü yıllardır giderek ağırlaşıyor. Çalışanın maaşı daha cebine girmeden eriyor. Enflasyon altında ezilen ücretler, vergi sistemi nedeniyle ikinci kez kayba uğruyor.

Gerçek tablo açıktır:

• Aynı maaşla geçinmek zorlaşırken, vergi dilimleri hızla doluyor.

• Yapılan zam daha hesaba yatmadan vergiyle geri alınıyor.

• Kamuda işçiden kesilen vergiler adil olmayan oranlara ulaşıyor.

Bu nedenle talebimiz çok net:

Kamuda işçiden kesilen vergi oranları sabitlenmeli ve adaletsiz dilim sistemi son bulmalıdır.

TES (TAMAMLAYICI EMEKLİLİK SİSTEMİ) KESİNTİSİNE AÇIKÇA KARŞIYIZ

TES adı altında maaşlardan yapılan yüzde 3 zorunlu kesinti, işçinin geleceğini tehdit eden bir uygulamadır.

Bu uygulama:

• İşçinin kıdem tazminatı hakkını zayıflatmakta,

• Gelir kaybına neden olmakta,

• Emekçinin geleceğini belirsiz bir sisteme mahkûm etmektedir.

Bu nedenle açıkça ifade ediyoruz:

Kıdem tazminatımıza uzanan her girişime kesin bir dille karşıyız.

Zorunlu kesinti dayatmasını kabul etmiyoruz.

TES’e HAYIR diyoruz.

**GELİRDE VE VERGİDE ADALET SAĞLANMADAN

EMEKÇİNİN YÜZÜ GÜLMEZ**

Bugün işçi sınıfı, ekonomik şartların en ağır baskısını yaşayan kesimdir. Geçim yükü artarken, gelirler yerinde saymakta; vergi ve kesintiler ise hızla büyümektedir.

Bu durumda işçinin yaşam mücadelesi daha da zorlaşmaktadır.

Güçlü bir sosyal devlet anlayışı, işçinin hakkını koruyarak başlar.

Bu nedenle tekrar ediyoruz:

• Gelirde adalet sağlanmalı,

• Vergi sistemi yeniden düzenlenmeli,

• Zorunlu kesintiler kaldırılmalı,

• Emekçinin gerçek payı güvence altına alınmalıdır.

BU SES ARTIK DUYULMAK ZORUNDADIR

İşçiler olarak taleplerimiz açık ve meşrudur:

• Vergide adalet,

• Gelirde adalet,

• Kıdem tazminatının güvence altına alınması,

• Zorunlu kesinti uygulamalarının durdurulması,

• Sendikaların ve konfederasyonların sahada aktif mücadele yürütmesi.

Bu bir isyan değil; hak arayışıdır.

Bu bir şikâyet değil; adalet talebidir.

Ve buradan bir kez daha yüksek sesle ifade ediyoruz:

Yeter artık.

Emekçinin sesi duyulsun.

Adalet sağlansın.

İşçi haklarıyla oynanmasın.

İŞÇİDER olarak biz, İstanbul’da ve tüm Türkiye’de emekçinin yanında durmaya kararlıyız.

Çünkü biliyoruz ki:

İşçi güçlü olursa, Türkiye güçlü olur.