Kaplan, yazılı olarak yaptığı açıklamada Büyükşehir Belediyesi’nin ‘Şehrimiz Ülke Sınırlarını Aşıyor’ başlığıyla servis ettiği haberler nedeniyle Kahramanmaraş'ın milli ve manevi değerleriyle oynandığını iddia etti.
Büyükşehir Belediyesi ile Yiwu arasında ‘Kardeş Şehir’ çalışmalarının başlatılması üzerine Kaplan'ın yanı sıra Kahramanmaraşlı vatandaşlar ve bazı Sivil toplum kuruluşları bu protokole tepki gösterdi. Kaplan, yaptığı yazılı açıklamada: "Şehrimizde çözüm bekleyen sorunlar varken kardeş şehir protokolü imzalayınca kahraman şehrin bütün sıkıntıları bitmiş midir? 70 yıllık Doğu Türkistan işgalinin bilinmesine karşı kardeş kardeşin katledilmesinin önüne geçemeyip nasıl olurda Soydaşlarımızın kanını döken, ırzına geçen, bu cani milletle protokol imzalanır. Kardeşlik bağı kurulmak için illa bir şehir aranıyorsa bu neden Urumçi değildir? Kızıl Çin'in toplama kamplarına, küçücük Türk balalarımızın tıkıştırıldığı ıslah evlerine bir kez olsun "dur" diyemeyenlerin vicdanı rahat mıdır? "diyerek mutabakatı imzalayanlara adeta isyan etti. 'Yurdumuza ve tüm kutsaliyetimize düşman olan bu zihniyetle hangi amaç ve çıkar uğruna anlaşma imzalanmıştır' diyen Kaplan, yapılan bu anlaşmayı yok saydıklarını belirtti.
EKONOMİK OLARAK OLSA BİLE REZALETTİR
Kaplan, bu anlaşma Ekonomik anlamda olsa dahi milli vicdana terstir diyerek açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Bu anlaşma başlı başına rezalettir imzayı atanların elleri hiç mi titrememiştir. Anlaşmanın yapılacağını duyan Ulu Camii önünde 'anlaşma yapılmamalı' diyerek Çin'in zalimliğinden bahseden soydaşlarımızın sesine kulak verilmemiş ve mazlumların gözyaşları yok sayılmıştır. Bu mutabakatı yapanlar Bölgede yaşanan İslam karşıtı hareketlerin Kızıl Çin tarafından desteklendiğini, Soydaşlarımızın radikal terör örgütlere nasıl ezdirildiğinin farkında mıdır? Geçmişte Çin zulmü üzerine çok sayıda açıklama yapmış, yürüyüşler düzenlemiş birisi olarak yani her zaman olduğu gibi yine Doğu Türkistan'ın işgaline karşı, yine zalimlerin karşısında mazlumların yanında saf tutmuş birisi olarak. Bu mutabakatı yok sayıyorum ve sessiz kalanlara da diyorum ki; Hiç olmazsa imanımızın en aciz noktası olan sesimizle 'Kahrolsun Çin' diyelim. Doğu Türkistan'a Soydaşlarımıza, zulüm altında olan toprağımıza sahip çıkalım. Kür Şad ile kırk yiğidi unutmayalım! Yaşasın ırkımız, Çin'e Bedel kırkımız. Türkleri başka milletle bir tutmayalım! KAHROLSUN KIZIL Çin, YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ DOĞU TÜRKİSTAN!”
her şeyi kasten siyah ve beyaz olarak görün chp zihniyetinin ülkücülerede sirayet etmesine üzüldüm. hayatlarında bir defa olsun doğutürkistan için gözyaşı dökmeyen bu güruh, sırf hükümete muhalefet olsun diye bu meseleyi sulandırıyor. Türk milleyitçilerinin bir kısmıda göstermelik bu yigitliğe destek oluyorlar. Çin kahrolsun, yüz parça olsun , yer yarılsın altına girsin diye bağırdık. şerefsiz çin diyerek her yerde rezil ettik ve evimize dönüp çayımızı buyük bir iş başarmış insanlar gibi içiyoruz. çin ise o sözlerimiz dolayısı ile oradaki soydaşlarımaza zulmünü arttırarak cevap veriyor.Bumu dava adamlığı. Ben seyit Tümtürk denen ve Türk hükümetine güvenmediğini açıkca beyan eden densizden daha çok ilgilendim Türk dünyası ile.1969 dan itibaren hem yürüdüm hem yazdım. çin istemez ise oraya elimizin yetmediğini gördüm. ticaret ve suhuletle bu kardaşlarımıza yardımcı olabileceğimize kanaat getirdim. hem resmi yollardan ihtar ve aynı zamanda ticaret ile. şimdi rusya ile yapılan gibi.