Allah korusun o sandalda olduğunuzu,ayaşlar ve sapıklar öğrenseler başınıza neler gelir biliyormusun.!
Burda kalın,isterseniz anaktarı size verir giderim.!
Kadın, biz Çarşamba günü İzmir'e gideceğiz dedi.!
Tamam dedi delikanlı.!
Bak sobayı kuralım,şimdilik size yetecek kadar, odun kömür var size bir miktar para vereyim,yiyecek alırsınız Çarşamba günü giderken anaktarı sana göstereceğim yere koyarsınız tamam mı.?
Kadın sen nereye gideceksin diye sordu.?
Bilmem bir otel veya pansiyona giderim herhalde dedi.!
Sobayı kurup yaktılar, delikanlı,TV yı çalıştırdı ve nasıl çalıştığını regülatörü herşeyi anlattı, bir miktar para verdi kadına, çıkıp gitti evden.!
Delikanlının içinde yıldırımlar çakıyordu, kendisinin senirkentte yaşadıkları geldi aklına, bir kadın ve çocuk nasıl bu hale düşmüşler,aç,açıkta per perişan, hey koca rabbim insan ne oldum dememeli ne olacağım demeli,her bulunduğu duruma şükretmeli,hep kendinden daha kötü durumda olanlara dua etmeli.!
Delikanlı karışık duygular içinde fethiye pansiyona girdi, Özay diye genç bir çocuk vardı, hem okuyor hemde,burda çalışıyordu,odamı aldıktan sonra, Omar diye güleç yüzlü bir çocuk daha geldi onlarla sohbet ettik ikiside bu sene liseye başlamışlar, Fethiye'nin eşen diye bir kasabasından gelmişler,orda lise olmadığı için Fethiye ye gelmişler.!
Onlardan ayrılıp yatmağa gittim yatakta ha bire dönüyordum, gözüme uyku girmiyordu,lakin huzurluydum, belkide iki insanın hayatını kurtarmıştım.!
Sabahleyin kalkıp işe gittim,artık esnafla daha içli dışlıydım, çaydan da, hizmetten de genelde memnun değillerdi, ama mecbur içiyoruz diyorlardı.!
Nasıl mecbur oluyorlardı ki bir türlü çözemiyordum.!
Eğer ben burayı alırsam bu çayhaneyi komple değiştirmem lazım, dezgahından,boyasına,evviyesinden,masa iskemlesine,hatta yerlere karo döşenmeliydi,çay yedeği bile Nuh'un zamanından kalmaydı.!
Boş bir dükkan bulsa burdan çoook daha hayırlı olurdu, o vakit hasılat ikiye bölünür bir işe yaramazdı, sabır diyerekten işini en iyi şekilde yapıyor, müşterilerle nezaket ve saygı çerçevesinde bir bağ kurmuştu.!
Delikanlının temposundan ve müşterilerle iyi ilişkileri ustayıda memnun ediyordu.!
Akşam pansiyona vardı, çocuklar yemek yediniz mi diye sordu yok cevabını verdiler.!
Malzemesi benden pişirmesi sizden, melemen yapalım mı diye sordu delikanlı.!
Gençler tamam dedi, omara bir miktar para verdi.!
Malzemeler geldi, gençler yemeği yaptılar bolca yemiştik ve lokantaya verdiğim para kadar ancak tutmuştu.!
Çarşamba günü delikanlı akşam yemeğini pansiyonda gençlerle yemiş onlarla biraz vakit geçirdikten sonra, eve gitmek üzere ayrıldı.!
Kapının anahtarı dediği yerde yoktu, delikanlı havlu duvarından atladı, ışık yanıyordu, kapıya vurdu, bir kaç defa tekrarladı, içerden bir kadın sesi, kimo diye seslendi, benim dedim.!
Kapıyı açan o bayandı, daha bir kırılmış, dökülmüş bir haldeydi.!
Ne oldu gitmedinmi dedim, başı ile evet işareti yaptı.!
Çocuk nerde diye sordum.?
Annesi götürdü dedi.!
Ben gideyim dedi başını eğerek.!
Hayır gitmene gerek yok dedim.!
O halde bana soru sorma dedi.!
Tamam yalnız iki soru soracağım başka sormayacağım.!
Adın ne.?
Gülsüm dedi.! Nerelisin.? İzmirliyim dedi.!
Bak Gülsüm benden sana zarar gelmez, senin yaşadıklarının bin beterini bende yaşadım..!
Burda istediğin kadar kalabilirsin, eve yiyecek ve lazım eşyaları yarın alırım dedim.!
Gülsüm bana yardım etmek zorunda değilsin dedi.!
Mecburum dedi delikanlı, insansın, insan insana yardım etmeyip de ne yapacak, bu dünya yaşanacak bir yer olmaz o vakit dedim.!
Yemek yedinmi diye sordum.?
Hayır dedi.!
Çarşıya inip ona yiyecek bir şeyler alıp geldim.!
Biraz TV izledikten sonra TV kapatıp ben bir sedirde o karşı sedirde uyuduk.!
Sabahleyin erkenden kalkıp gittim.!
Akşamdan aldığım ekmek ve levaleler ona gün boyu yeterdi.!
Akşam dönüşte iki kaşık,iki çatal, iki tabak,birde küçük bir tencere ile tepsi aldım, kahvaltılık malzeme,bulgur pirinç, bulgur, sogan, patates,domates, hıyar vs aldım eve geldim.!
Yemek yapmasını biliyormusun diye sordum, cevap vermedi.!
Üzerinde benim eşofmanlarım vardı, sedirde oturup dizlerini karnına çekmiş çenesini, dizlerine dayamış boş boş bana bakıyordu.!
Salata yaptım tabaklara koydum, hadi buyur yemeğe dedim.!
O hiç tepki vermedi,bir kaç defa çağırdım, her defasında tepki yoktu.!
Israr ettim sanki uykudan uyanmış beni niye uyandırdım der gibi bakıyordu.!
Yemiyeceğim dedi.!
Yemeği yedikten sonra, önce sobayı yaktım çay demledim, çay doldurdum, yine içmedi, sanki her dakika içine dahada kapanıyordu.!
Sabahleyin kalktığımda salata olduğu gibi duruyordu, hiç dokunmamıştı.!
Sessizce çıkıp işe gittim.!
Akşam gelirken, mercimek,sıvı yağ ve sana yağ ile iki ekmek aldım.!
Niyetim mercimek çorbası yapmaktı.!
Eve geldim Gülsüm yatıyordu, çevreye baktım hala bir şey yememişti.!
Hemen tüpün altını yaktım, suyu kaynamaya bıraktım, sobayı yaktım.!
Çorbayı pişirip, yüzünün yağını yaktım, tabaklara koydum, hadi Gülsüm çorba hazır dedim.!
Gülsüm iyice kendini bırakmış,ölüme gidiyordu, Gülsüm böyle yapma bak, benim başımı belaya sokarsın, öleceksin ve ben bunun hesabını polise veremem, kendini düşünmüyorsun, beni düşün dedim.!
Bir bardağa çorba doldurdum, kalk şunu iç dedim, zoraki kaldırdım içmiyordu.!
O halde ben şimdi gidip bir taksi getireceğim, seni götürüp hastaneye bırakacağım dedim.!
Yine tepki yok, artık iyice korkmaya başladım, kalktım ceketimi giydim taksi bulmak için harekete geçtim, eğer ölürse veya hastalanırsa bunun hesabını gerçekten veremezdim, artık onu değil kendimi düşünmeliydim.!
ARKASI YARIN
