Özkök, çatılarda kurulan güneş santrallerinin 3 yılda kendi masrafını ödediğini söyledi. Okulların çatıda güneş santrali kurmaya başladığını, çatıda enerji üretiminin otellerde yaygınlaşması için turizm sektörüyle görüşmeler yaptıklarını belirten Özkök, "Biz de kendi otelimize düşünüyoruz" dedi. Özkök, Avrupa ve ABD'nin, güneş enerjisinden elektrik konusunda çok ilerlediğini ifade etti.

'YEKDEM canlanmalı'

Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması'nın (YEKDEM), enerjide arz güvenliğini artıran ve dışa bağımlılığı azaltan bir uygulama olduğunu anlatan Özkök, "Öngörülen YEKA (yenilenebilir enerji kaynakları) ihale metodu ile ve 400 TL/MWh tavan fiyat uygulaması ile yeni proje yapmayı planlayan yatırımcı ne yazık ki yok denecek kadar az. Bu, büyük hızla yol alan ve başka ülkelerce örnek gösterilen bir sektöre ciddi darbe vurulması demektir. Türk enerji yatırımcıları yurtdışında yatırım fırsatları arıyor. Bizlerin YEKDEM'i tekrar canlandırarak bu yatırımları, arz güvenliğinin yakın gelecekte tehlikeye düşebileceği ülkemize yönlendirmemiz lazım" diye konuştu.

Atıl kapasite

Artan enerji ihtiyacı için rüzgarda 700 MWa, güneşte 1500 MW'a varan atıl kapasitelerin değerlendirilmesinin önemine dikkat çeken Özkök, şunları söyledi:

"Halen; inşası ve kabulü tamamlanmış ve sisteme bağlı olduğu halde bağlantı kapasitesinde yer almayan 1700 MW'ı aşkın rüzgar ve güneş gücümüz mevcut. Bu yatırımlar tamamlanmış olmalarına rağmen kapasite artışı kendileri için söz konusu olamıyor, neden? Bu özellikle enerji ihtiyacının arttığı bugünlerde ülkemizi elektrik üretimi açısından zora sokabilecek bir durum. Kurulu santrallere kapasite artışı verilmemesi, yerli ve milli kaynağımızdan yararlanılmaması, bunun sonucu olarak da ülkemizin cari açık sorununun büyümesi anlamına gelecektir. 1kWh elektrik üretimi dahi olsa yenilenebilir enerjide tüm üretim imkanlarının yolu sonuna kadar açılmalı."

Özkök, Türkiye'de rüzgar santrallerinin yüzde 50'den fazlasının yerli olanaklarla yapıldığını söyledi.