Türk tarım ve hayvancılığı Kahramanmaraş’ta masaya yatırıldı!

Kahramanmaraş’ta, Dünya Gazetesi, Doru Çiftliği ve Kahramanmaraş Sanayiciler ve İşadamları Derneği’nin (KASİAD) iş birliği ile ‘Tarım ve Hayvancılıkta Yeni Fırsatlar’ konulu panel düzenlendi.

Türk tarım ve hayvancılığı Kahramanmaraş’ta masaya yatırıldı!

Türk tarım ve hayvancılığı Kahramanmaraş’ta masaya yatırıldı!

Kahramanmaraş’ta, Dünya Gazetesi, Doru Çiftliği ve Kahramanmaraş Sanayiciler ve İşadamları Derneği’nin (KASİAD) iş birliği ile ‘Tarım ve Hayvancılıkta Yeni Fırsatlar’ konulu panel düzenlendi.

02 Kasım 2018 Cuma 10:37

Ramada Otelde gerçekleştirilen ve Dünya Gazetesi Yazarları Dr. Rüştü Bozkurt ile Ali Ekber Yıldırım'ın da katıldığı panelde, sektörde yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri tartışıldı.

Panelin açılış konuşmasını KASİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Arpasatan ekonomideki gidişata değindi. Sonbahar mevsiminin iş dünyasının üzerine konkordato mevsimi gibi çöktüğünü belirten Arpasatan; “Dolu dizgin yükselen enflasyon ekonominin köklü yapısal sorunun hem bir parçası hem de bir sonucudur. Yüksek cari açıktan aşırı borçlanmaya, eğitim sisteminden adalet sistemine kadar bir çok alanda izlenen yanlış politikaların ürünüdür. Bu nedenle enflasyon günahını üstüne yıkacak suçlular aramayı ve sorunun gerçek kaynaklarını inkar etmeyi bırakmak gerekir.” dedi.

“ÜLKE OLARAK BORÇ, TÜKETİM VE İNŞAATLA BÜYÜDÜK”

Türkiye’nin son dönemde borç ve tüketim odaklı büyüdüğüne dikkat çeken Arpasatan; 

“Ülke olarak son yılarda borç, tüketim ve inşaatla büyüdük. Bizim bu modeli tamamen değiştirerek ihracat tasarruf ve üretim yapmamız gerekmektedir. Yapmamız gereken tarımsal üretimin yanı sıra sanayi üretimini de orta ileri teknolojiye yönelmelidir. Bu gün itibarı ile finansal dengeleme var gibi ama reel sektörün dengeleri oturmuş değil. Faizliler yüksek seviyeyi koruyor ve kredi büyüme hızı özel bankalarda eksi yüzde 13 düzeyine ulaşmıştır. İmalat sanayini korumak ve geliştirmek istiyorsak özel sektöre uygun maliyette taze kredi verilmeli. Kobilerin verimsizlik hastalığı ve teknoloji sorunu çözülmeli. Küresel imalat sanayiden aldığımız payı artırmalıyız.

Türkiye dünyada 2., Avrupa’nın ise en büyük sığır ithalatçısı oldu. 2017 yılında 12 milyon 138 bin ton yem hammaddesi ithal edilmiştir. Mera alanları hızla daralmaktadır. Akılı tarım ancak biyolojik inovasyonla desteklenen tarımsal mekanizasyona geçilmesiyle mümkündür. Ülkemiz gençlerini tarıma ilgisini arttırmak, tarımsal üretim ve yatırımı öğrenmek zorundayız. Çiftçilerimize yeterince mazot, gübre ve tohum desteği sağlanmalı.” diye konuştu.

“TÜRKİYE’DE SADECE İTHAL HAYVANA DAYALI BESİCİLİK MODELİ GELİŞTİ”

 Programın panelistlerinden Dünya Gazetesi yazarı Ali Ekber Yıldırım, tarım, yatırım, istihdam ve üretim gibi konuların ülke gündeminde çok az yer aldığına değindi.

Türkiye’de sadece ithal hayvana dayalı besicilik modeli geliştiğini vurgulayan Yıldırım; “Biz hep kırmızı et üzerinden hayvancılık politikası uygulamaya çalışıyoruz. Biz hayvan hastalıklarıyla yeterince mücadele edebilsek yurt dışı ithalatının önemli bir bölümünü yapmamıza gerek kalmayacak.” dedi.

Ürün fiyatlarının düşük olması ve tarım politikalarının istikrarsız olmasının sektörün en önemli sorunları arasında yer aldığını bildiren Yıldırım şöyle konuştu:

“Ülke gündeminde tarım, yatırım, istihdam, üretim çok az yer alıyor. Türkiye’de tarım alanları giderek azalıyor.  Tarım ekonomi içerisindeki genel payı giderek azalıyor. İhracat ve ithalatta başa baş bir noktada. Tarımın en öneli sorunu girdilerin pahalı olması ve dışa bağımlılık olarak öne çıkıyor. Ürün fiyatlarının düşük olması ve tarım politikalarının istikrarsız olması en önemli sorunlar olarak dikkat çekiyor. Şuna ki tarım politikasıyla küçük çiftçiliğin yok olmaya başladığını, bunlarına yerine şirketlerin öne çıktığını görüyoruz.

Biz hep kırmızı et üzerinden hayvancılık politikası uygulamaya çalışıyoruz. Biz hayvan hastalıklarıyla yeterince mücadele edebilsek yurt dışı ithalatının önemli bir bölümünü yapmamıza gerek kalmayacak.  Türkiye’de tarım destek bütçesinin 3/1 hayvancılığa veriliyor. 2018 yılında 4 milyar liraydı, 2019’da 5 milyara çıkmış olacak. Bu rakamlara bakıldığında hayvancılığa önemli bir destek var fakat, verilen bu desteğin önemli bir ölümü ithalata gidiyor. Çünkü genç çiftçi için dağıtılan hayvanlar ithal ürün. Koyun veriyoruz ithal ediliyor. Bu sistemin mutlaka değiştirilmesi gerekiyor. Türkiye’de sadece ithal hayvana dayalı besicilik modeli gelişti. Özellikle iç Anadolu bölgesinde hayvan ithal ediliyor, besleniyor, kesiliyor tekrar ithal ediliyor. Bu durumun ülke hayvancılığını ileriye götürmesinin bir anlamı yok. Biz bir dönem orta doğunun et tedarikçisi iken bu gün ithalatçı bir konuma geldik. Hayvancılıkta Kahramanmaraş doğru yolda ama şuna ülkedeki genel hayvancılık politikasının zararını görüyor. Türkiye’de süt ucuz et pahalı olduğu için sorun yaşanıyor. Bunun için sürekli ithalat yapıyor fakat ithalatın çözüm olmadığının artık görülmesi gerekiyor.”

“5G TÜRKİYE’NİN TARIMINI ÖNÜMÜZDEKİ 10 YILDA ALT ÜST EDECEK BİR OLAY”

Dünya Gazetesi Yazarları Dr. Rüştü Bozkurt ise dünya çapındaki teknolojik gelişmelerin Türk tarımını nasıl etkileyeceğini anlattı.

Amerika tarafından geliştirilen 5G kablosuz haberleşme Teknoloji sisteminin Türkiye’nin tarımını önümüzdeki 10 yılda alt üst edecek bir olay olduğuna işaret eden Rüştü Bozkurt, ileri analitik dönemine girdiğimiz şu günlerde sanayi ve tarımda işi babasından, dedesinden görerek yapanların batacağı uyarısında bulundu.

Bozkurt ; “Gelecek 10 yılda endüstri 4.0 dediğimiz olayın omurgasına geldik. Hepimizi, çocuklarımızı torunlarımızı etkileyecek bir dönemin içine girdik. Hepimizin telefon için zannettiğimiz 5G diye bir olay var. Bu 5G Türkiye’nin tarımını önümüzdeki 10 yılda alt üst edecek bir olay. Biliyor musunuz niye? Bu teknoloji bu güne kadar insanlık tarihinde hiç yaşamadığı bir değişiklik yaratacak. Eşya ve insanlar arasında, insanlarla insanlara arasında muazzam bir bağlantı sağlanacak. Bu bağlantıyla beraber özelikle kayıt sistemi çok gelişecek. Tarım için ise biz 13 bin yıldır tohumu toprağa attık. Şimdi bu yeni teknolojiyle beraber ilk defa torağın altına bakacağız, bileşenlerine bakacağız, yeni sensorlarla toprağın içindeki minareler bitkinin gelişimini engelleyici özelikler var mı? diye bunu ya evimizdeki bilgisayardan, yada cep telefonundan kontrol ederek tarım yapma dönemine giriyoruz.

İleri analitik dönemine giriyoruz. Yani işi babasından dedesinden görerek yapanların batacağı döneme giriyoruz. Bakış açımızın dünya ölçeğinde olması lazım. Ezberlerimiz bozmamızı lazım ancak o zaman tarımda da sanayide de dünyada arşı olmayan bir yere gideriz. Yoksa kısa vadeli düşüncelerle hiçbir yere gidemeyiz.” ifadelerini kullandı. (Muttalip Akkuş)

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
KAMİLOĞLU 5 yıl önce

Ayakları yere değmeyen cümleler. CeHaPe'li Ali Ekber Yıldırım, kendi söyleyişi ile ilk kez k.maraş'a gelmiş. dondurma yemiş tatlı yemiş genel cümleler kurarak durumu geçiştirmiş.

banner374

banner367

banner366

banner360

banner326