Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
"TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK ŞANSSIZLIĞI, ÇAPSIZ RUHSUZ ANA MUHALEFET"
Türkiye'nin en büyük şanssızlığı, çapsız, ruhsuz, plansız, projesiz ama bir o kadar da muhteris bir ana muhalefet partisine sahip olmasıdır. Ana muhalefet partisi, programı ve gayretiyle milletimizin gönlünü kazanarak iktidara gelmek yerine, AK Parti ve şahsımızla birlikte Türkiye'nin de kaybetmesi pahasına yönetimi ele geçirme anlayışıyla hareket ediyor. Dil, normal bir muhalefet dili değil adeta bir terör örgütü dili.
Ana muhalefetin şu andaki dili, bakıyorsunuz terör örgütünün dili ile aynı. Tavırlar aynı. Benim milletim bunu yutar mı? Allah'ın izniyle yutmaz ve yutmayacak. Ülkemizi, attıkları her adım, söyledikleri her söz, uyguladıkları her politikayla Türkiye düşmanları ve terör örgütleri ile aynı safta oldukları intibası veren bu anlayışın insafına terk edemeyiz.
"KİM VARSA KENARA KOYACAĞIZ"
İstikbal bizlerden çok şey bekliyor. Onun için de kararlılığımız önemli. Bugüne kadar girdiğimiz tüm mücadelelerden alnımızın akıyla çıktık. Bu yürüyüşe ayağını uyduramayan kim varsa başta Bakanlarımız olmak üzere kenara koymalıyız.
BM Genel Kurulu'nda dediğimiz Dünya 5'ten büyüktür itirazı insanlığın ortak vicdanının sesidir. TİKA, AFAD, Kızılay gibi kuruluşlarımızla dünyanın neresinde olursa olsun yardım bekleyenlere yardım etme çabasında olduk. Dünya üzerinde faaliyet yürütmediğimiz bölge kalmadı Hamdolsun.
"ARAKAN BİZİM İÇİN MEÇHUL BİR YER DEĞİLDİR"
Arakan bizim için meçhul bir yer değildir. Arakan'daki sıkıntının karmaşık sebepleri bulunan farklı hesaplarla sürekli kaşınan sebeplerden kaynaklandığını biliyoruz. Sosyal medyadaki her görüntü gerçek değildir. Bu görüntülerin merkezi farklı yer. Bir anda ortaya çıkan ve arkası karanlık silahlı örgütlerden yerel devlet güçlerinin insanlıkla bağdaşmayan davranışlarına kadar pekçok sorun birlikte yaşanıyor.
"EŞİM, OĞLUM VE BİR HEYET BU GECE BENGALDEŞ'E GİDİYOR"
Geçtiğimiz Ramazan ayında bölgede resmen yardım faaliyeti yürütebilen tek kuruluş TİKA olmuştur. TİKA'nın bölgedeki yardım faaliyetlerini sürdürmesini temin ettim. Nitekim dün Başkan'la bir görüşme yaptım. Kapıları açtılar ve TİKA kamplara 1 ton yardım götürüyor. Eşim, oğlum, Fatma Betül Sayan kardeşimiz, Ravza Hanım bir heyet olarak gazeteciler hep birlikte bu gece inşallah Bengaldeş'te olacaklar ve yardımı dağıtacaklar. İkinci etapta 10 bin top gıda, ihtiyaç, giyisi vs. yardımlar dağıtılacak.
"AYIN 17'SİNDE ORADAYIZ"
Bütün bunlarla birlikte önümüzde BM Genel Kurulu var. Ayın 17'sinde oradayız. 19'unda orada yapacağımız görüşmelerde, konuşmada önemli bir gündem maddemiz olacak. Arakan meselesini Kazakistan'da yapılacak İslam İşbirliği Teşkilatı'nda da dile getireceğiz. Myanmar yönetimini bu meselenin insani bir zeminde çözümü konusunda teşvik etmeyi sürdüreceğiz.
"YARIN ÖBÜR GÜN YÜZÜME NASIL BAKACAKLAR"
Gelin Dünyada eğer nükleer silahlara yönelik bir mücadele başlayacaksa bu önce sizden başlamalı. Üstelik böyle bir kavgada zararı tüm insanlık görecektir. Bir süredir AB ülkelerinin ülkemiz ile ilgili olumsuz konuşmalarını görüyoruz. Burada Türkiye'nin AB konusundaki yaklaşımını bir kez daha kendi kamuoyumuza ve tüm muhataplarımıza ifade etmek istiyorum. Biz şuna inanacağız. Türkiye AB stratejik hedeflerinden vazgeçmemiştir. bu konuda önce aday sonra tam üyelik konusunda üzerimize düşen görevlerimizi yerine getirdik. Ancak ülkemize verdiği sözleri yerine getirmeyen Avrupa'nın dönüp bizi imha etmesi katlanılabilir bir durum değil. Adeta gece gündüz Türkiye ile partimle şahsımla yatıp kalkan bu siyaset tarzının Avrupa ülkelerine kazandıracak bir şey yoktur. Gün ola harman ola... Yarın öbür gün bu şahıslar yüzüme nasıl bakacak. Ya Erdoğan size ne yaptı? Ya işinize bakın bizimle neden uğraşıyorsunuz. Biz seçimimizi yaptık, sizin istediğiniz gibi değil bizim istediğimiz gibi oldu.
