2017 yılında Kahramanmaraş’ta Abdurrahim Kırkgeçit’in girişimleri sonucu kurulan ve aradan geçen 4 yılda ürettiği kaliteli zeytinyağları ile sektörün aranan markası olan Naksa Zeytinyağı, üretimde de çiftçiler tarafından bölgenin en çok tercih edilen fabrikası oldu.
Zeytinyağı sektöründe hem kent halkına hem de çiftçilere hizmet vermeye devam eden ve sektörde yaptığı atılımla önemli bir konuma gelen Naksa Zeytinyağı Fabrikası, 2021 yılında başta Azerbaycan, Almanya ve Amerika olmak üzere dünyaya zeytinyağı ihraç etmeye hazırlanıyor.
Bizde Anadolupress ekibi olarak Naksa Zeytinyağı Fabrikası’nın çalışmaları ve Kahramanmaraş’ta ki zeytin ve zeytinyağı noktasındaki son durum hakkında bilgi almak için İşletme Sahibi Abdurrahim Kırkgeçit ile bir söyleşi yaptık.
İşte Abdurrahim Kırkgeçit ile söyleşimizden bazı kesitler;
BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?
“Kahramanmaraş’ta doğup büyüdüm. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi’nden mezun olduktan sonra uzun yıllar danışmanlık sektöründe faaliyet gösterdim.
Bugüne kadar çok sayıda büyük firmaya danışmanlık hizmeti verdik.
Üniversite 2.sınıfta Kahramanmaraş’ta kendi topraklarında hobi amaçlı zeytin yetiştiriciliği yapmaya başladım. Hobi ile başlayan bu serüven 5 yıl sonra yani 2017 de zeytinyağı işletmeciliğinin kapılarını araladı ve Naksa Zeytinyağının ilk temellerini atılmış olduk.
Kahramanmaraş’ta faaliyet gösteren zeytinyağı işletmemiz günlük 60 ton zeytin işleme kapasitesine sahiptir. Zeytin fidesinin toprağa düşmesiyle gönlümüzde de yeşeren zeytin ve zeytinyağı sevgisi sonucu hobi olarak başladığımız zeytin işletmeciliği günümüzde yurt genelinde tanınan örnek bir işletmeye dönüştü.
Şimdilerde ise istikrarlı başarıları doğrultusunda tıpkı bir zeytin ağacının ölümsüzlüğü ile kök salmaya devam eden Naksa Zeytinyağları Türkiye’nin daha karlı zeytinyağı ihracatı yapabilmesi için Ticari istihbarat ve hedef pazar seçiminin önemini dikkate alarak ihracata yönelik çalışmalarını başarı ile tamamlamıştır. İlk etapta 3 ülkeye (Azerbaycan, Almanya ve Amerika) ihracat yapacaktır.”
SİZİN ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI YOLCULUĞUNUZ NE ZAMAN KİMLE BAŞLADI?
“Dünya genelinde zeytin yetiştiriciliğinin % 10’luk kısmının Akdeniz havzası içerisinde kalan ülkelerden elde edildiğinden dolayı, Kahramanmaraş toprakları zeytin üreticiliği için çok elverişlidir. Biz Naksa zeytinyağları olarak 2012 yılında kendi arazilerimizde ilk kez dikmiş olduğumuz zeytin fideleriyle birlikte zeytin ve zeytinyağı serüvenimiz başladı.
Öğrencilik yıllarımda hobi olarak başladığım zeytin yetiştirme hobisi her geçen gün büyüyerek Naksa Zeytinyağı işletmeciliğine dönüştü.”
“Ölmez ağaç” zeytinden aldığımız güçle bizde canlandık ve toprağa kök saldık.
ZEYTİNE İLGİNİZ NE ZAMAN BAŞLADI?
“Kahramanmaraş’ın zeytin kültürü çok eskilere dayanır. Genellikle halkın kendine ait zeytin bahçeleri bulunur. Bu zeytin bahçeleri hala Kahramanmaraş’ın en ünlü bahçeleridir. Halk zeytin hasat zamanı, kendi zeytinini toplar, kahvaltılık zeytinini hazırlar ve yağlık zeytinlerini de zeytin işletmelerine getirerek zeytinyağı elde eder. Bunlardan anlaşıldığı üzere biz Kahramanmaraş halkı olarak zeytin ve zeytinyağı kültürü ile bir bütünüz. Zeytin ve zeytinyağı sofralarımızın vazgeçilmezidir. Bizimde serüvenimiz tam da bu noktada başladı, kendi topraklarımızda yetiştirdiğimiz zeytinleri zeytinyağı haline getirerek Naksa Zeytinyağlarını tüm ülkeye kazandırmış olduk.”
SİZİNLE BİRLİKTE NÖBETE DEVAM EDEN AİLEDEN BAŞKA BİRİLERİ VAR MI?
“Biz kalabalık bir aileye sahibiz, aile üyelerimizin çoğu kamu ve özel sektörde çalışmaktadırlar. Yer yer fikir anlamında istişarelerde bulunuruz fakat iş nöbete gelince ailede tek kişi olarak devam etmekteyim . Tabi burada kişilerin iş alandaki yetenek ve becerileri farklılık gösterebiliyor. Benim tercihim bu alanda oldu ve bu şekilde de devam ediyor.”
ZEYTİNLİKLERİNİZ NEREDE?
“Kahramanmaraş coğrafi konum açısından çok güzel bir şehir. İklim şartları, doğa yapısı bir çok ürünün yetişmesine müsait. Zeytinciliğin yoğun olduğu dört ilçemiz bulunmakta.
Bunlardan biri olan Onikişubat ilçemizde 13 dönüm büyüklüğündeki kendi arazimizde bulunmaktadır. Zeytin ağaçlarımıza düzenli olarak bakıyor, kontrol ediyor, ilaçlama ve ek bakımlarını tamamlayıp sürekli takip ediyoruz.
Yıllar boyunca özen göstererek vermiş olduğumuz emeğin karşılığını yavaş yavaş almaya başlamış bulunmaktayız. Zeytin ağacı kutsal, sadece bakımlarla iş bitmiyor. Var yılı yok yılı diye bir kavram var ama bunlar arasındaki yüzde 20-30 civarında fark oluyor.
Eğer toplarken ağaca zarar verilirse yüzde 70 oynuyor. Bakımlarla birlikte toplama döneminde de zeytin ağacına uygun ekipmanlarla hasattı tamamlamak gerekiyor.”
AĞAÇLARINIZIN CİNSİ NEDİR?
“İlimizde önceleri; Yağlık Sarı Zeytin, Yağlık Siyah Zeytin, Kilis Yağlık, Nizip Yağlık, Memecik, Yağ Çelebi ve Halhalı çeşitleri yetiştirilmekteydi. Son 10-15 yıldır ise oluşturulan zeytinliklerin %90’ Gemlik çeşidi ile kurulmaktadır.
Gemlik çeşidi sofralık ve yağlık olarak değerlendirilmekte olup İlimiz ekolojisinde uygulanan kültürel işlemlere bağlı olarak yağ randımanı yüzde 16 ila 30 arasında değişmektedir. Kendi arazimizde bulunan ağaçlar ise Gemlik ve Halhalı çeşitleridir. İkisinin arasındaki fark gemlik cinsinde var yılı yok yılı neredeyse fark etmezken, halhalı cinsinde yüzde 50 fark olabiliyor. Daha öncede bahsettiğimiz gibi bakımla doğru orantılı durumda. Ama şunu da ifade etmemde fayda var. Kendi ağaçlarımızdan gemlik cinsinin yıllık ortalama yağ verimi yüzde 15-25 arasında değişirken halhalı cinsinde yüzde 25-35 arasında değişebiliyor.”
YILLIK ÜRETİM KAPASİTENİZ NEDİR?
2017 yılında hayata geçen Naksa Zeytinyağı Tesisimiz günlük 60 ton zeytin işleme kapasitesine sahiptir. Kahramanmaraş’ta bir işletme ortalama 60 gün çalışıyor. Bizde yıllık 2000 ton zeytin işleme kapasitesine sahibiz.
İşletme olarak iki hizmetimiz bulunmakta, birincisi müstahsilin zeytinini işleyip zeytinyağı elde etmek diğeri ise kendi ve başka arazilerden satın almış olduğumuz zeytinleri işleyerek kendi markamız altında zeytinyağı satışını yapmak. Ürün çeşitliliği olarakta Sızma, Naturel, Soğuk Sıkım ve Erken Hasat Zeytinyağı üretimleri yapmaktayız.”
GÜNDEMDE İHRACAT VAR MI?
Akdeniz bölgesi olarak zeytin açısından çok şanslı bir bölgeyiz. Çok kıymetli bir mirasa ev sahipliği yapıyoruz. Bu mirası layık olduğu yere taşımak tamamen bizlerin elinde. Ülke olarak zeytinyağı üretim hacmi bakımından, dünyada 6. sıradayız. İspanya, İtalya, Yunanistan, Tunus, Suriye ve Türkiye başı çekmekte.
Hacim bakımından iyi olmamıza rağmen, markalaşma ve buna bağlı olarak ihracatta iyi durumda değiliz. Yıllardır, şişeleme yapmadan varillerle dökme zeytinyağını düşük rakamlara satıyoruz. Alıcısı genelde İspanya ve İtalya’dır. Üretim bakımından İspanya, zeytinyağı satışı bakımından da İtalya ilk sırada.
Bu yüzden dünya pazarında zeytinyağı denince ilk akla gelen İtalya ve İspanya oluyor. Bizden aldıkları yağları da kendi markaları altında çok daha yüksek fiyatlara dünya pazarına satıyorlar. İtalya ve İspanya’nın bu kadar başarılı olmasının arkasında bilgi birikimi, teknoloji ve çok iyi derece devlet destekleri var.
Ülkemiz de son 15 yılda bu konularda çok mesafe kat etti ve kat etmeye de devam ediyor. Yeterli donanım ve bilgiye neredeyse sahibiz, teknoloji olarak kendi makinelerimizi üretebiliyor ve devletimizde hem üreticiye hem de ihracatçıya çok büyük destekleri var. Şimdi biz üreticiler olarak kendimizi yenileyerek, bilgi ve teknoloji eksikliklerimizi tamamlayarak, bir marka altında dünya pazarına çıkma vaktidir.
Biz de bu vizyonda üretim tesisimize ek olarak paketleme tesisimizi kurduk, markamızı oluşturduk ve ilk etapta hedef olarak belirlediğimiz üç ülkeye ihracatımızı başlatıyoruz.”
ZEYTİNYAĞI ÜRETİMİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER NELERDİR?
Zeytinyağı, ambalaja girinceye kadar keyifli bir yolculuğa sahip. Bu süreç aslında yetiştiricilikten başlayıp, hasatla devam ediyor ve işletmelerde son ürün haline dönüşüp, sofralarımızda son buluyor. Bu süreçte her aşama çok önemli. Hasatta toplanan zeytinleri kasalarda muhafaza etmek ve kısa sürece işletmelere ulaştırmak gerekiyor.
İşletmelerde uygun sıcaklıkta sıkım tamamlanarak kaliteli, meyvem siliği yüksek, acılığı ve yakıcılığının dengede olduğu bir zeytinyağı elde ediyoruz. Zeytin meyvesinin içinde insan sağlığı için çok yararlı polifenoller var. Zeytin sıkımı sırasında hamurunun sıcaklığının 37 derecenin üstüne çıkması, uçucu özelliği olan polifenolleri ısıtarak havaya karışmasına neden olur.
Bu da zeytinyağının polifenol zenginliğini düşürmektedir. Sonunda düşük kalitede bir zeytinyağı elde edilmiş olur. Zeytinyağını diğer tüm bitkisel yağlardan ayıran en önemli fark, polifenol zenginliğidir. Bunların korunması ve yağa geçmesi önemlidir.”
SEKTÖRDE GENÇ GİRİŞİMCİ OLARAK SÖYLEMEK İSTEDİKLERİNİZ VE HEDEFLERİNİZ NELERDİR?
Zeytin ve zeytinyağı üretimini çok seviyorum, aidat duygusu oluşturuyor.
Zeytin ağacının kutsal bir yapısı var ve kendine bağlıyor. En iyi ürünü almak için kendinizi bir çaba içinde buluyorsunuz. En güzel yanı hiçbir kimyasal katkıntının olmaması ve çok yararlı bir ürün olması. Bir girişimci olarak sektörün geleneksel yapısından çok uzaklaşmadan yeni vizyonlar belirleyerek, markalaşmayı oluşturarak ve bütün gelişmeleri yakından takip ederek ülkemizi dünya sıralamasında hak ettiği yere taşımak olmalı.
Ülke olarak İspanya’nın üçte biri kadar zeytinyağı ihracat ediyoruz, fakat beşte biri kadar kazanıyoruz. Bunun önündeki en büyük engel markalaşma ve ürün çeşitliliğimiz. Ülkemiz yeniliklere ve gelişime çok müsait ve konum itibariyle çok önem arz ediyor. Bahaneye mahal yok, tembelliğe ve miskinliğe fırsat vermeyelim.
Özetle dünden daha çok çalışarak sektörümüzü bu günden daha ileri getirmek en büyük vazifemiz.
Çalışacağız, Çalışacağız, Çalışacağız…”
